Bizim tek derdimiz İslam ve buna gölge düşürülmesini kabul edemeyiz. Gün geçmesin ki bir olay olmasın ve İslam yara almasın. Bütün terör olaylarına bir bakmalı ve hiçbir terör olayını meşrulaştırmamalıyız. Bu noktada İslam’ı korumak her Müslümanın asli vazifesi olmalıdır.  

Yakın zamanda yaşanan İslam kaynaklı olduğu iddia edilen Reina saldırısı ile ülke insanlarını birbirine düşürmeye çalışan terör güçleri, amacına ulaşmış gibi gözüküyor. Aynı gaye uğruna yaşayan toplumumuzun değer yargıları kayıyor gibi. Birimizin ak dediğine diğerimiz kara, birimizin hak dediğine diğerimiz batıl diyebiliyor. Eğer İslam’ı, İslam dışı faktörlere bırakırsak ne bu tür olaylar biter, ne de gelecek nesillerin bizden daha hayırlı olması bekleyebiliriz. Gayemiz İslam’a gölge düşürmemek olmalıdır. Ortadoğu’da (Böyle bir tabire karşı olsam da) kurulan bütün terör örgütleri sözde İslam’ı savunuyor. Bu yalana bizde inandık. Böyle Müslümanlık olmaz diyoruz. İslam’ı terör ile bir araya getirmek kimsenin haddine değildir. Anlaşılan 15 Temmuz sonrası yakalanan ruh çabuk gitti gibi gözüküyor. Bu noktada hem İslam olarak hem de ülke olarak çok büyük yara aldık.

Peki, biz gençler olarak olayın neresindeyiz ve ne yapıyoruz?

Evet, çözüm adına her şeyi yapıyoruz. Okuyoruz, yaşıyoruz, anlatıyoruz, mücadele ediyoruz, yaşatıyoruz ve dahası da yapıyoruz. Ama bunları yaparken en büyük problem birilerinin gölgesinde, eteğinde İslam’ı dert edinmemizdir. Vatan ve millet sevgisi imandan gelir. Vatanın milletin bekasını düşünmeyenlerden öğrenilen İslam’ın, bize ne vatan sevgisi ne de İslam adına bir şey kattığını düşünmüyorum. Herkesin üstüne düşen vazifesini hakkıyla yapmasaydın daha büyük bir vatan sevgisi göstergesi olamaz. Gençler olarak daha çok okumalıyız, dert sahibi olmalıyız, derdimizin peşinde olmalıyız. Derdimize ortaklar bulmalı, haklılığımızı her yerde yaymalıyız. Birilerinin eteğinde değil direk Hak’tan öğrenmeliyiz. Derdimiz İslam, gayemiz vatan olduktan sonra bizi hiçbir terör örgütü bizi yıpratamaz, yıkamaz.