Bakıp Da Göremediklerimiz-1
Büyük bir algı haber operasyonu olduğuna inandığım yurdun her köşesinde bu aralar ortaya çıkan kedi savunucuları ve düşmanları beni çok şaşırtıyor. Kediler üşüyüp, donmasın ve aç kalmasın diye merhametli insanların karşısına zalim ve katı yürekli insanlar çıkarak karşı gelmeye çalışıyor. Bu durum gerçekten beni şüphelendiriyor. Neden derseniz çünkü dışarda donmak üzere olan ve aç olan o kadar çok insan varken ve onlar türlü sıkıntılar yaşadığı halde onları savunmayan ve hatta hor gören insanların sayısı her geçen gün artarken kedilerin bu kadar korunması gerçekten çok şaşırtıcı bir durum! Kedilerin korunmasına ve sahip çıkılmasına zerre kadar bir şey demiyorum ama dışarda kalan ve sıkıntılarıyla boğuşan insanların kediler kadar değeri yok mu?
***
Sokaklara düşmüş her insanın içli bir derdi var. Oturup yanına sohbet etmeye başladığınızda size öyle dertli bir hayat hikâyesi anlatıyorlar ki siz yaşadığınız hayattan utanıyorsunuz. Nedenini sorgulamadan o insanları dinlediğinizde aslında hayatın ne kadar acımasız olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Eğer denk gelirseniz oturup o garibanların hayat hikâyesini dinleyin o zaman bana çok hak vereceksiniz…
***
PAZAR DENGESİZLİĞİ
Tarlada 1 lira olan malın pazarda 5-6 liraya kadar çıkması bir soygundur. Hem üretenin cebinden çalınıyor hem de alıcının… Malın gerçek üreticisi malın karını alamazken arada bulunan sadece aracılık yapan kurum-kuruluş ve kişiler malın kaymağını yiyor. Devletin pazarda yaşanan bu dengesizliğe el atması lazım. Köylülerin kursaklarından geçen bir liralık mal pazarda şehir insanının boğazından bazen geçemiyor bile… Kazancın sahibi evinde aç yatarken mala aracı olanlar zenginliklerine zenginlik katlıyor. Devlet köylerde ve tarım bölgelerindeki teşvikler için harcadığı iş gücünü üretici ve alıcı arasında bulunan uçurumu kaldırmak için harcarsa daha fazla kazanç sağlamış olacak.
***
Şu an dünyada meydana gelen kriz ülkemizi yarıp geçmektedir. Bu sefer krizin etkileri aşikârdır. Ama nedense hala derin bir krizin içinde olduğumuzu kabullenmiyoruz. Ekonomik gelişmelerin her gün kötüye gittiği ülkemizde derin bir karmaşa ve karışıklık içinde boğuluyoruz.
***
YENİ MEZUNLARA GARİP MÜJDE!
Bakanlıklar artık yeni mezun üniversite öğrencilerinin maaşlarının yarısını karşılayacağını açıkladı. Bu şekilde istihdamı artırarak işsizliği ortadan kaldıracaklarmış! Yeni mezun öğrenciler fabrikalarda işçi olarak çalışırken aldıkları asgari ücretin yarısını karşılamak işsizliğe değil işverenin diplomalı işçi aramasına neden olmaktan bir adım ileriye götürmeyecektir. Şöyle etrafımıza baktığımızda üniversitede okuduğu bölümden uzak işlerde çalışan o kadar çok fazla insan var ki devletin bunlar için bir adım atması gerekirken yeni mezunların yarı maaşlarını karşılaması sadece işverenin işine gelir. Üniversite öğrencileri için asıl yapılması gereken üniversite biter bitmez kendilerine uygun istihdamın ayarlanmasıdır... Yani devlet işe yerleştirebileceği kadar kişiye o bölümle kontenjan ayarlaması yapmalıdır. “Üniversiteye girmek bir iş sahibi olmak” demek olduğu takdirde işsizlik ortadan kaldırılır yoksa bu garip müjdeler sadece üniversite mezunu arayan işverenin diplomalı işçi çalıştırmasına destek sağlar.
***
BAŞKANLIK YA DA BAŞKANLIK
Şu anda belki ülke gündemini en çok meşgul eden ve siyasileri birbirine girdiren tek konu Başkanlık sistemidir. Ülkenin geneli başkanlığı kabullenmek istemiyor. Bu gerçekten başkanlığın gelmesi noktasında en önemli etkenlerden biridir. Çünkü Osmanlı devleti yıkıldığı zamanlarda ülkenin çoğu Cumhuriyet sistemini de istemiyordu. Ama sonrasında sarıldığımız Cumhuriyeti o kadar çok benimsedik ki putlaştırana kadar cılkını çıkarttık durumdayız. Cumhuriyet sisteminin eksileri ve artılarından ziyade ülkeyi ayağa kaldırması noktasında önemli bir adım attığını çok iyi şekilde gördük ama şimdi sıra Başkanlık sistemindedir. Her değişime “HAYIR”cılar olduğu gibi bu sisteme de hayır diyen büyük bir güruh bulunmaktadır. Başkanlık sistemi Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı gibi hareket eden CHP Atatürk’ün “Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, “muasır medeniyet” seviyesinin üstüne çıkaracağız” sözünü unutmuş durumdalar. Ülkenin gelişiminde belki de en önemli adım olacak olan başkanlık sistemi Atatürk’ün öğretileriyle de örtüşmektedir. Tek adam diye bahsettiğiniz “adamı” millet seçiyorsa korkmayın arkanıza yaslanın ve milletin vereceği karara odaklanın çünkü millet kimi seçeceğini çok iyi biliyor.
***
Değerli ve kıymetli okuyucularım bundan sonra inceleme ve tespit yazılarımı “BAKIP DA GÖREMEDİKLERİMİZ” başlığı altında sizlere ülke ve şahsi gündemim de derin analizleri bir yazı dizisi şeklinde sunmayı hedefliyorum. Dikkatimizden kaçan tespit ve analizlerin eleştirisini mail adresime gönderirseniz memnun olurum… Vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.