Cumhurbaşkanı Erdoğan farkını fark ettiriyor
Yüzüncü yılını kutlamaya hazırlanan Türkiye’de ilkler yaşanıyor. Yaşanan ilklere artık insanlar hızla intikal ediyor ve arkasından gelişmelere uyum sağlıyor. Son on üç yıldan beri gündemi, karizmatik lider Sayın R. Tayyip Erdoğan belirliyor. Muhalefet partileri başta olmak üzere bir kısım medya gelişmelerin arkasından nal topluyor.
Önce düşünce bağlamında seslendiriyor, sonra gündeme taşıyor, daha sonra uygulamaya koyuyor. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kıvrak, usturuplu, zekice politikaları karşısında, bir varlık bile gösteremiyor. Sonuçta kazanan ve başaran Sayın Erdoğan oluyor.
Anayasa’nın kendisine tanıdığı bir hakkını kullandı, Bakanlar Kurulu’na Cumhurbaşkanı olarak 15 Ocak tarihinde başkanlık etti. Haberin servis edilmesinden itibaren anti Erdoğan kesimi olağan üstü bir tepki sergiledi. Değişik numaralara yattılar; zekâ özürlülerle mülakat yaptılar, ama engelleyemediler. Sonuçta Sayın Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu’na başkanlık etti. Kararlar alındı ve yürürlüğe konuldu.
Muhalefete göre Cumhurbaşkanının tarafsızlığına gölge düşürüldü. Sarf edilen düşüncelerin elle tutulur hiçbir yanı bulunmamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı, parlamenter sistem yerine, başkanlık sistemine gidişin provasını yapıyor. Yine gündemi belirledi.
Bakanlar Kurulu’na Sayın Cumhurbaşkanı’nın başkanlık yapmasına tepki gösteren malum çevre, M. Kemal’in bütün ömrünce Bakanlar Kuruluna başkanlık etmiş olduğunu hatırlamak istemiyor. Çünkü tek parti döneminde Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı tek kişinin otoritesindeydi. Sayın Cumhurbaşkanına tepki gösterenlerin kafalarının arkasında sürekli takdir hisleri yatmaktadır. Yaptıkları sadece muhalefet olsun, torba dolsun ile gündemin arkasından koşuyorlar.
Bizdeki muhalefetin dünyada bir örneği var mıdır, sanmıyorum. Çünkü bizdekilerin varlığı ile yokluğu eşit durumda. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bey veya Başbakan Ahmet Davutoğlu söz birliği yapsalar, üç gün hiçbir eylemde bulunmasalar, bizim muhalefet inanın kış uykusuna yatmağa hazır. Çünkü ne düşünceleri ne sermayeleri gündem belirlemeğe yetmiyor.
Muhalefet partilerinin kapsama alanına giren, insanlara anlatacakları gelecek vadeden hiç mi programları, ülke meselelerine dair çözüm önerileri bulunmamaktadır? Başka bir deyimle söz konusu partiler, bir kaç ay sonra girilecek milletvekili seçimlerine neden hazırlık yapmazlar? Son bir aylık sürede gündemde tutulan şey, Cumhurbaşkanlığı sarayı ve Bakanlar Kurulu’na Cumhurbaşkanının başkanlık etmesi.
İktidar partisi bir günde üst üste gündem belirlerken, muhalefet nal toplamayı bir siyasi karakter mi sanmaktadır?
Siyaset bilimcilerin ortak kanaati, AK Parti, halkla doğrudan diyalog halinde ve halkın dilini kullanmaktadır. Ama en önemlisi iktidara giden yolda, rakiplerinin sermayelerini ellerinden almakta ve kendilerine karşı kullanmaktadır.
MHP’ye karşı Milliyetçiliği, CHP ve öteki sol partilere karşı sosyalizmi ve solculuğu müthiş kullanmaktadır. Son Cumhurbaşkanlığı Sarayın’da 16 Türk Devleti’nin sembollerini kullanması MHP’yi şoke etmiştir.
Başbakan Sayın Davutoğlu’nun çalışan ve doğuran anneler için açıkladığı tedbir paketi solun hayatta rüyasında göremediği gerçeklerdir ve hayata geçirilmiştir. CHP şok oldu.
Otuz beş yıldan beri sürmekte olan PKK terörüne karşı uyguladığı barış süreci PKK’yi dize getirmiştir. Adında “Barış” ve “Demokrasi” kelimeleri bulunan ve aslında ne demokrasiye ne barışa inanmayan ırkçı kürt partisi ise AK Parti’nin barış sürecinde sadece yerlerde sürünmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan farkına fark katmakta ve yoluna devam etmektedir.
G Ü N Ü N H İ K M E T İ
“Vesikalara eğilmek, yerli ve yabancı tahriflerin, yerli ve yabancı cehaletlerin karışık bir yumak haline getirdiği tarihi bütün ihtişamı ile tanımak fetihlerin en büyüğü, cihatların en mukaddesi.” Cemil Meriç, Kültürden İrfana, s. 386
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.