Çakmaya yöneldik çünkü…
İliklerimize kadar hissettiğimiz pahalılığın müsebbibi zincir marketler mi?
Zincir marketler 3’e mal edip, 10’a sattıkları için mi memlekette pahalılık yaşanıyor?
Bu ve benzeri soruların cevapları aslında herkes tarafından net olarak biliniyor.
Biliniyor bilinmesine de kimilerimiz bunu dile getiremiyor, kimilerimiz ise bilinçli olarak çarpıtıyoruz meseleyi.
Bakın, memlekette “zincir market” dendi mi akla en büyükleri olan ŞOK, BİM ve A101 gelir, öyle değil mi?
Kimlerdir bunların sahipleri, ne zaman nasıl kurulmuşlardır, bu kadar nasıl büyümüşlerdir peki?
Hepsi de “muhafazakar-mütedeyyin çevreler”den ve bugünkü iktidara çok yakın iş adamlarıdır ve Hükümet’in açtığı yolla, destekle bu sektöre girmişler, yatırım yapmışlardır.
Öne çıkan özellikleri çok şube, az çalışan, piyasanın altında fiyatlara çok satış, yüksek ciro idi. Anlayacağınız damlaya damlaya göl olacaktı! Sürümden kazanacaklardı! Oldu da…
Bilindik ve belli bir kalitede olan “ürünler”in yanı sıra, bunlara alternatif olarak daha düşük fiyata sundukları “çakma ürünler”e rağbet günden güne arttı.
Pandemi, ekonomide yaşanan olumsuzluklar, yüksek enflasyon, alım gücünün düşmesi gibi nedenler ilk zamanlar “kalitesi çok düşük” deyip yüzlerine bakmadığımız o zincir marketlere, o “çakma ürünler”e yöneltti insanları.
İlk zamanlar müşterilerinin büyük çoğunluğunu alt gelir grubundan insanlar oluşturuyordu malum. Şimdi orta sınıfın da en çok tercih ettiği, etmek zorunda kaldığı marketler buralar, gözlemlerime göre.
Nasıl asgari ücret ortalama ücret haline geldiyse, o “üç harfliler” de insanların isteyerek veya istemeyerek tercih etmek zorunda kaldığı marketler haline geldiler…
Çevremden biliyorum; önceleri burun kıvırırlardı buraların “çakma ürünleri”ne. Hatta onlar için “Çin malı” benzetmesi yaparlardı.
Şimdi hemen hemen tüm ihtiyaçlarını buralardan karşılıyorlar. Çünkü alım gücü ciddi oranda düştü ve o “çakma ürünler” bilindik, belli bir kalitede olan “ürünler”den daha düşük fiyatlara satılıyor.
Alım gücü düşen insanlar artık daha ziyade fiyata baktığı için zincir marketler dolup dolup taşıyor. Ve insanlar bu marketlere girdiği zaman fiyatı her yerde aynı olan sigara gibi, ekmek gibi ihtiyaçlarını da buralardan alabiliyor. Zincir marketler çakma ürünlerinden çok sigaradan kazanıyor bile olabilir.
Diğer tarafta kamuya ait Tarım Kredi Marketleri var.
Ürünleri kesinlikle daha kaliteli, daha taze.
Buralarda öyle “çakma ürün” de bulunmuyor.
Peki ya fiyatlar ne durumda?
Zaman zaman piyasayı dengeleme çabasıyla sübvanse edilerek raflara konan yağ, şeker, et gibi ürünler dışında ki, (bunlar da kısıtlı sayıda oluyor malum) ürünlerin fiyatları fahiş mi, normal mi, düşük mü?
Kim ne derse desin, vatandaş biliyor bu soruların cevaplarını.
İşte asıl nokta burası; dar ve orta gelir grubundan vatandaşların büyük kısmı kaliteden, tazelikten, son tüketim tarihinden çoktan vaz geçmiş, ihtiyacı olan ürünün sadece fiyatıyla ilgileniyor. “Fiyatı ne fiyatı” diye soruyor.
Velhasıl, zincir marketleri bu kadar büyüten ülkeyi yönetenlerdir, ekonomik durumdur, halkın alım gücündeki düşüştür.
Ne zaman bu noktada iyileşme başlar, halkın alım gücü artarsa, zincir marketlerin o çakma ürünlerine rağbet azalır. İnsanlar markayı, kaliteyi gözetmeye başlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.