Sevilay DEMİREL

Sevilay DEMİREL

Biz bir dönemin, eli sopalı hocalarından korkup camiden kaçan bahtsız ..

Biz bir dönemin, eli sopalı hocalarından korkup camiden kaçan bahtsız ..

Son yıllarda mahallemizin çocuklarını farklı bir şekilde görmeye başladık. Sıkı sıkı sarılarak göğüslerinde taşıdıkları genelde bir poşet içerisinde Kur’an-ı Kerim, muhtemelen annelerinin başörtüleriyle acemice örtülmüş başlarıyla camilere giden çocuklar mahallerimizin yeni sabah manzarası haline geldi artık. İkişer üçer grup olmuşlar güle oynaya sohbet ediyorlar, birbirlerine ezberledikleri yeni sureleri okuyorlar. Hatta yanlış okudun tartışmaları.
Evden sabah çıktığımda bu çocuklara bakışlarımın takıldığını, bu arada epey eskiye gittiğimi çocuklar sokağın diğer başında gözden kaybolunca fark ettim. Acaba bizler de Kur’an kurslarına giderken bu kadar keyifli miydik? Bu kadar neşeli miydik?  Yol boyunca da anılarıma giderek bu sorunun cevabını aradım.
Bulduğum cevap ise ben de hayal kırıklığı ile birlikte hüsran yarattı, hatta biraz da gözlerim doldu.
Kur’an Kursları denildiği zaman hemen hemen hepimizin hafızasına yer etmiş bir anısı vardır. Ve bu anıların birçoğu da maalesef unutmak istediğimiz türdendir.
Öyle ya, biz bir dönemin, eli sopalı hocalarından korkup camiden kaçan, Kur’an-ı, sünneti, güzel ahlakı yalan yanlış öğrenen bahtsız çocuklarıydık. Bu korkuyla, “İmamın dediğini yap, yaptığını yapma” söylemine de ne yazık ki içtenlikle inanırdık.  Yaz tatillerinde Kur’an kursuna anne ve babamızın ısrarlarıyla gidecek olmanın sızısını ise aylar öncesinden küçücük yüreklerimizde hissederdik.
Kursu başarıyla tamamlayan arkadaşlarımızı içten içe hep kıskanırdık. Kurslarda başarılı olmanın sadece iki sebebi vardı bize göre. Ya onlar bizden çok daha zekiydi ya da hocaları birer melekti.
Şimdi ise bu imaj Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Yaz Kur’an Kurslarına son yıllarda getirdiği yeniliklerle birden bire değişiverdi. Bence devrim niteliğindeki bu yenilikler, özellikle çocukların İslam’ı doğru öğrenme, anlama ve yaşamalarına, dolayısıyla güzel ahlaklı bir neslin yetişmesine vesile olacak türden.
Bir zamanlar sadece yaşlılar ile dolu olan camiler, bugün çocukların okudukları Kur’an-ı Kerim, ilahiler ve hikayeleriyle şenleniyor. Kur’an öğreticileri üstlendikleri sorumlulukların ve vebalin bilincindeler. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eğitim merkezlerinde Kur’an Kursu Öğreticisi olarak hizmetiçi eğitime tabi tutulan, lisans ve önlisans mezunu kardeşlerimiz Peygamberimizin “Öğretiniz kırıcı olmayınız, öğretenler kırıcı olanlardan hayırlıdır” tavsiyesine, bahanelere sığınmadan uyuyorlar. Çocuklarımız, öğrenmenin ve öğretmenin en iyi yolunun sevgi olduğunu unutmayan hocalarımız sayesinde, İslam dinini öğreniyor ve seviyorlar.
Kurslar sadece dini eğitim vermekle de kalmayıp, öğrencilerine sunduğu piknikler, yaşlı ve hasta kimseleri ziyaret programları, spor, tiyatro gibi sosyal aktivitelerle de İslam dininin hayatın her alanında bir müslümanın gerçek kılavuzu olduğu bilincini aşılıyor.
Güçleştirmeyen kolaylaştıran, nefret ettirmeyen, çocukları camilerle tanıştıran, dini severek ve sevdirerek öğreten Kur’an Kursu Öğreticilerini ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nı tebrik ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR