Acele muhalefet partisi aranıyor
Demokrasilerde sistem iktidar muhalefet dengesi üzerine kurulmuştur. İktidarlar, ayakta durmak için muhalefetin eleştiri ve yönlendirmelerine ihtiyacı vardır. İktidar muhalefet denkleminin güçlü olması ülkenin yararınadır.
Muhalefet bir bakıma iktidara hazırlanma mektebidir. Muhalefet iktidarın faaliyetlerini sıkı takibe alarak, fazlalarını, noksanlarını gözetir, eleştirir ve kamuoyu ile paylaşır. Alternatifler üreterek hükümet faaliyetlerini yönlendirir. Kısaca muhalefet de iktidar kadar aktif olmak zorundadır.
İktidar partisinin olduğu kadar, muhalefet partilerinin de teşkilat ve kadro olarak bir bütünlük ve ahenk içinde faaliyetini sürdürmeleri beklenir. Çünkü muhalefet eylem ve söylemleri ile kendisinin iktidar namzedi olduğunu kamuoyuna takdim eder.
Yukarıdaki genellemeler, günümüz muhalefet tablosuna ne kadar uymaktadır? Son on iki yıldan beri girdiği dokuz seçim sonunda oylarını artırarak iktidarını sürdüren tek bir siyasi parti bulunmaktadır. Ama aynı iktidar partisi karşısında tutarlı, ciddi politikalar üreten, girdiği seçimlerde oyunu artıran, siyasi arenada henüz bir muhalefet partisi görünmüyor.
Parlamento içi ve dışında adı duyulmamış, iki düzineden fazla siyasi parti bulunmaktadır. Milletin güvenine mazhar olmuş ve üç siyasi parti halen TBMM de aktif siyaset icra etmektedirler.
Cumhurbaşkanlığı seçimi dâhil son on iki yılda gerçekleşen dokuz seçim sonunda söylem ve eylemleri ile adından söz ettiren kaç muhalefet partisinden iktidar adayı çıkar?
Soruyu şöyle seslendirmek mümkün: TBMM de temsil edilen üç muhalefet partisinden yakın bir gelecekte iktidara en yakın hissedilen bir aday var mı?
Geçen Pazar günü yapılan ve Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimine bile Cumhurbaşkanı adayı gösteremeyecek kadar acz ve çaresizlik içinde bir araya gelen siyasi partilerin toplamı iktidarın yarısı bile olamamışlar.
Siyaset yelpazesinde iktidar adayı bir muhalefet partisinin olmaması demokrasi açısından nasıl açıklanabilir? Son Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları muhalefet, özellikle ana muhalefet partisinin içler acısı durumunu net ve açık bir şekilde, yoruma ihtiyaç duymadan gözler önüne koymaktadır. Son seçim aynı zamanda iki bin on beş yılında geçekleşecek TBMM seçimlerinin sonucu hakkında şimdiden işaretler vermektedir.
Bir siyasi partinin kurulduğu günden itibaren sürekli muhalefette kalması artı bir meziyet değildir. Milliyetçi ve muhafazakâr kimliği ile oyları bünyesinde toplayan MHP, yeni bir seçimde ezeli ve ebedi rakibi CHP ile çatı adayı konusunda işbirliği yapması, can ciğer politika gütmesi taraftarlarına izah edemeyeceği bir siyasi kusurdur. Seçim sonucunda ortaya bir hezimet çıkmış ve ortak paydası MHP’nin zarar hanesine kaydedilmiştir.
MHP, seçim sonrasında içine düştüğü müşkül durumu ve yöneltilen eleştirileri sadece kendi tabanı açısından değil, kamuoyuna bile izah edememektedir. Milliyetçi ve muhafazakâr söylem ve eylemlerin arkasına sığınarak sadece iktidara hakaret etmek, küfretmek artık siyasi arenada prim yapmıyor ve taraftar kazandırmıyor. Taraftar kazanmayı bırakın, mevcut zeminin ayağının altından kaymasına sebep olmaktadır.
Türk siyasi tarihinde millet iradesi ile asla iktidar olamamış, darbelerle milletin sırtına kambur olmuş Ana Muhalefet Partisi CHP, eylem ve söylemleri tutarsız ve parti içinde çelişkileriyle siyaset yaparak iktidara geleceğine kendisi de inanmamaktadır. Pazar gününden beri ortalıktan kaybolan Kemali Sani başında bulunduğu siyasi partiyi iktidara taşıyabilir mi? Bu haliyle CHP siyasi kimliğini kaybetmiş, iç çekişmelerin yaşandığı istikbal vaat etmeyen yarı canlı bir mevtadır.
Ne MHP ne CHP elli küsur milyon seçmeni olan bir ülke insanına asla ümit vermemektedir. Sözü edilen siyasi kadroların sadece eylem ve söylemleri ile değil, parti programları da kendilerinin bugün gelinen noktada Türkiye’nin önüne koyacakları ve gelecek vadeden bir projeleri bulunmamaktadır.
Siyaset boşluk kaldırmıyor. Ciddi ve tutarlı bir muhalefetin olmaması siyaset açısından onarılması güç bir handikaptır. Muhalefet boşluğu, Türkiye üzerinde öteden beri emelleri olan bazı devletler eliyle üretilen örgütler eliyle kapatılmak istenmiştir
Yaklaşık bir yıl sonra parlamento seçimleri yapılacak. Siyasi arenada iktidar var ama muhalefet boşluğu bulunmaktadır. Türk demokrasisinin tutarlı, çalışkan ve idealler üreten aynı zamanda iktidarın çeşitli alanlarda korkulu rüyası olacak bir siyasi partiye acilen ihtiyacı bulunmaktadır.
Bizzat Başbakan, çiçeği burnunda yeni Cumhurbaşkanının “Paralel yapı” diye tanımladığı yıkıcı örgüt muhalefet boşluğundan yararlanılarak tezgâhlanmıştır. Paralel yapı muhalefetin boşluğunu; yıkarak, yalan üreterek hem kendilerine hem memlekete zarar vermiş ve vermeğe devam etmektedir.
30 Mart ve 10 Ağustos seçimleri sonunda kamuoyu nezdinde kaç kg oldukları ortaya çıktı. Yalan, dolan, iftira ve kumpasla, memleket, millet ve din aleyhine işletilen bir tezgâhtan hayır beklenebilir mi?
Türkiye’nin geleceği adına acele bir muhalefet partisi aranıyor.
GÜNÜN HİKMETİ
“Kul, mü’min kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah’da onun yardımcısıdır.” Hadis-i Şerif
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.