Artık yeter demenin zamanı geldi de geçiyor. Hiç kimsenin Türkiye’yi haksız, mesnetsiz, her türlü dayanaktan yoksun bir olay için parmak salmasına, suçlamasına, siyasi baskı kurmasına asla izin verilemez.

Kınamak, lanetlemek iki satırlık yazı yazarak protesto etmek artık tarihe karıştı. Türkiye eski Türkiye değil, tarihi gerçekler ışığında en sert cevap verilmeli, gereken yapılmalıdır.
Örneğin;
- Başkan Erdoğan, başta ABD olmak üzere, bütün ülkelere, tarihi belgeler ışığında, böyle bir soykırımın asla olmadığını, aksine Ermeni çetelerin Doğu ve Güney Doğuda Türk Halkına karşı soykırım yaptığını, Osmanlıya isyan ederek arkadan vuran hainler, alçaklar, şerefsizler güruhu olduğunu, yakılan, yıkılan köyler ile birlikte katledilen insanların toplu mezarlarını ifşa eden belge niteliğinde bir mektup yazmalı.
-Konuya taraf olan ülkelerin bilim adamlarından oluşan bir komisyonun kurulması sağlanarak, başta Türkiye, Ermenistan, Almanya, Fransa, Rusya, ABD, İngiltere olmak üzere bütün ülkelerin arşivlerini açmalarını, bu komisyonun belgeler ve bilgiler ışığında aldığı kararlara bütün ülkelerin uyması gerektiğini,
Aksi halde bundan böyle;
-Başta Ermenilerin, Hocalı’da, özellikle Doğu ve Güney Doğuda, ABD nin Kızılderililer ve dünyanın birçok yerinde, Fransa’nın, Cezayir’de ve Kuzey Afrika’daki sömürgelerinde, İtalya’nın, Almanya’nın, İngiltere’nin, Belçika’nın yapmış oldukları soykırımları ders kitaplarına konup okutulacağını, 
-Soykırım anıtları dikileceğini
-Askeri ve stratejik ortaklıkların gözden geçireceğini,
-Hangi ülke olursa olsun mevcut üs’lerin kapatılacağını,
-Siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel ilişkilerin yeniden ele alınacağını,
-Akdamar Adasının isminin, “Tecavüz Adası” olarak değiştirileceğini,
-Türkiye’de sözde Ermeni Soykırımına, Ermeni Soykırımı demenin suç sayılacağını,
-Türkiye’nin mevcut jeopolitik ve jeostratejik konumundan kaynaklanan avantajlarını en üst düzeyde kullanacağını,
Bütün dünyaya ilan edilmeli, kararlı bir şekilde uygulamaya konulmalıdır.

Elbette ABD ye ayrı bir fasıl açılmalı. 

Sözde müttefik bile olmayan, dostluk ile uzaktan yakından alakası bulunmayan, düşmanlıkta ve haydutlukta sınır tanımayan, ikiyüzlü ve sahtekâr olan bu ülke, Türkiye’ye karşı darbe girişiminde bulunmuş, ekonomik saldırı yapmış, başta PKK/PYD/YPG olmak üzere Türkiye’nin düşmanlarına her türlü maddi ve manevi yardımda tereddüt etmemiş, burnumuzun dibinde bir PKK Terör Devleti kurma yolunda her türlü adımı atmış, çevremize kurduğu üslerle etrafımızı çepeçevre sarmış, iç siyasete el atmış, kendine göre ayarlamalar yapmış, Türkiye’nin en büyük düşmanı haline gelmiştir.

Özetle ABD yapabileceği her türlü düşmanlığı yapmıştır. 
ABD de biliyor ki Türkiye’ye rağmen ne Orta Doğuda ne Kafkaslarda ne Karadeniz’de adım atamaz. Adım attırılmamalıdır. Biz zaten bedel ödüyoruz, ABD de bedel ödemeli, ödettirilmelidir.
Unutulmamalıdır ki, bizim bu ülkelere ihtiyacımız olduğu kadar onlarında bize ihtiyacı vardır. 
Bunun yanı sıra Türk Konseyi’nin genişletilerek dünyada daha aktif rol oynaması sağlanmalıdır. 

Bütün dünya bilmelidir ki,    
Dün olduğu gibi bugünde, dünyada ki hiçbir ülkeden zerre kadar korkmuyoruz, çekinmiyoruz. Dün kefenlerimizi giydik cepheye gittik bu ülkeyi kurduk, bu günde aynı azim ve kararlılıkla kefenlerimizi giyer bu ülke, bu vatan, bu devlet, bu millet, bu bayrak için bin canımız olsa binini de gözümüz kırpmadan çekinmeden şerefimizle verir, şahadet şerbeti içer, şehitler kervanına katılırız. 

Tereddüt edenler, onurlu, şerefli Türk Tarihine baksınlar. Bizi kimse ile ne kıyaslasınlar ne de kimseye benzetsinler.

TARİHE NOT DÜŞÜYORUZ… 25.04.2021

İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı