Başkentin Ruhu İlgi Bekliyor
Otuz Mart mahallî seçimlerinin üzerinden uzun bir zaman geçmedi. Mahallî seçimler, yönetimlerde kayda değer büyük değişiklik getirmedi. Ankaralılar siyasî tercihlerine göre oy kullandılar. Çankaya ve Yenimahalle yine CHP taassubu ile tercihlerini sürdürdüler. Değişiklik beklenmiyordu. Öyle oldu.
Başkentin nüfus ve hizmet yönüyle öne çıkan üç alt belediyesi de el değiştirmedi. Altındağ Veysel Tiryaki, Keçiören Mustafa Ak ve Mamak Mesut Akgül ile yollarına devam etmektedir.
Sayın Melih Gökçek tarihî bir rekor kırdı ve beşinci kez Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturdu. Melih Gökçek, basını sıkı takip yönüyle bilinmektedir. Ama kendisine yönelik eleştirilere karşı da hoşgörülü davranmadığı bilinmektedir.
Sayın Gökçek’in seçim öncesi, en az muhalefet kadar, partisi içinden bir kesim adaylığına sıcak bakmamıştır. Çok yakınında bulunan çalışma arkadaşlarından önemli ve kıymetli birkaç mesai arkadaşı bu seçimde kendisini yalnız bıraktı.
Ak Parti mensubu pek çok kişi istemeden Gökçek’e oy verdi. Gökçek bu gerçekleri yakinen bilmektedir. Buna rağmen Melih Gökçek, Otuz Mart öncesi dönemdeki eleştirilen tavır, tutum ve davranışlarını bu dönemde de sürdürmektedir. Söz konusu eleştirilerin büyük bir bölümünü kültürel hizmet ve yatırımlar oluşturmaktadır. Bu sebeple yeni dönemde Gökçek’in özellikle kültürel alanda faaliyetlerinin yakın takipçisi olunacak ve hoşuna gitmese de eleştirilerimizi sürdüreceğiz.
Paralel yapıya yakın veya o kesime mensup bazı bürokratları göndermek bir tavır değişikliği gibi algılanmadı. Göreve getirilenlerle gidenler arasında önemli fark görülmemektedir. Bu dönemde Ankaralıların en çok beklentisi yeni nesillerin ihtiyacı olan Başkentin ruhuna yönenilmesi ve o yönde yatırım yapılmasıdır.
Ankara Büyükşehir Belediyesinin kültür hizmetlerini yürütmekle görevli hanım, tarifini yapamayacak kadar kültüre yabancı, hala koltuğunu korumaktadır. Tek başına bu bile Başkanın kültürel alanda bir ilerleme göstermeyeceğinin işaretidir. Bu sebeple Ak Partiye gönül vermiş seçmen, Gökçek’e çekingen davranmaktadır.
Melih Gökçek’in bu alandaki yoğun eleştirileri ya anlamak istemiyor ve ya anlamakta zorlandığı nokta “Şehir kültür” ilişkisidir.
Şehirler de insanlar gibidir. Nasıl insan ruh ve bedenden meydana geliyorsa, şehirlerde fizik ve ruhtan oluşmaktadır. Kısaca şehirlerin bir görünen bir de görünmeyen manevi yönü bulunmaktadır. Şehrin sadece fiziğinin göz önüne alınarak ruhunun ihmal edilmesi bir garabet, yanlış bir zihniyettir. Hele Hacı Bayram Veli gibi bir büyüğün emaneti bir şehir manen asla ihmal edilemez. Ankaralı seçmenin Melih Gökçek’e itirazı burada başlamaktadır.
Bir tespiti paylaşmakta yarar var. Melih Gökçek, Tayyip Erdoğan ile beraber aynı dönemde belediye başkanlığına seçilmiştir. Tayyip Bey’in bir dönem bile sürmeyen belediye başkanlığı kendisini bugün cumhurbaşkanlığına taşımaktadır. Gökçek ise Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığında anlaşılmaz bir şekilde ısrar etmektedir. Tayyip Beyi yücelten ve öne çıkaran ve dünya lideri kılan gerçek kültür ve irfana sahip çıkmasıdır.
Aslında siyasi gelenek açısından Sayın Gökçek’in Belediye Başkanlığında bu dönem ısrarcı olması hem kendisi hem Ankara, hem de Ak Parti açısından biraz da talihsizliktir. Daha yukarılara çıkmalıydı. Ama çıkamıyor. Çünkü Melih Gökçek dört dönem Belediye Başkanlığı süresince ki buna Keçiören Belediye Başkanlığı dönemi dâhildir, Ankara’nın kültürüne, irfanına, maneviyatına yönelememiş ve yatırım yapmamıştır. Kısaca ifade etmek gerekirse Gökçek, Ankara’nın bir ruhunun olduğunun farkında olmamış, tercihini alt-üst geçit, asfalt ve insanların ayaklarına kullanmıştır. Hakkını teslim için kayda değer en önemli kültür hizmeti Moskova sirkini gözden kaçırmayalım.
Tayyip Bey, İstanbul’da dört yıllık Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı süresince, sadece İstanbul’un görünen yüzüne, fiziğine değil, kültürüne, irfanına tarihine hizmet etmiş ve kalıcı yatırım yapmıştır. O dönemde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kültürel yayınları kütüphanelerimizde önemli bir yere sahiptir.
Tayyip Beye Cumhurbaşkanlığı yolunu açan gerçek, kültür, irfan, tarih ve maneviyata gösterdiği ilgi ve hassasiyettir. Melih Gökçek, yeni dönemde vakit geçirmeden önceki dönemde ihmal etiği kültür ve irfana, hamleler yapmalıdır. Çünkü bu alan hala boştur. Bunu başarabilecek mi? İhtimal vermiyorum. Ama kültürel yatırım alanında bir yol haritası çizer ve açıklarsa kendisi seve seve alkışlanacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.