Seçim atmosferine girmemizle birlikte maalesef insanların siyasi dili sertleşmeye başladı. Daha önce hayır diyenlerin evet diyenleri, evet diyenlerin hayır diyenleri hainlikle suçladığını görmüştük. Türkiye vatandaşlarının tek bir oyu vardır ve istediği yere oyunu kullanabilir. Herkes hür iradesinin sonucu olarak oyunu istediği şekilde kullanabilir, kimse birbirini hainlikle suçlamasın. Vatana ihanet, vatan hainliği ya da hıyanet-i vataniye, meşrû egemenlik organını devirmeye veya otoritesini yıkmaya, bağlı olduğu devlete karşı savaşmaya veya düşmanla işbirliği etmeye yönelik eylemleri kapsayan suç türü. Tarih boyunca birçok hukuk sisteminde tüm suçların en büyüğü olarak değerlendirilmiş ve en şiddetli biçimlerde cezalandırılmıştır. Yani PKK, FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütleri ve mensupları bu tanıma uyuyor, referandumda ne oy vereceği üzerinden birbirini hainlikle suçlayanlar bu tanımı iyi okuyun.  
HAİNLİKLE SUÇLAYANLAR PROVOKATÖRDÜR
Ümraniye'deki bir camide Cuma vaazı veren imam, Başkanlık referandumunda 'Hayır' oyu kullanacakları 'hainlikle' suçladığı söyleniyor. Eğer bu iddia doğruysa gerçekten vahim bir durum. Çünkü bir imamın siyasi ideolojisi ne olursa olsun insanları ayrıştırmamalı aksine birleştirmek için mücadele vermeli. İlahi aşkla yanıp tutuşan Mevlana, ‘Biz birleştirmek için geldik, ayrıştırmak için değil' sözüyle birlik ve beraberliği teşvik etmiştir. Bizim mensup olduğumuz İslam insanların düşünceleri ve etnik kökenleri üzerinden ayrıştırılmaması gerektiğini ifade eden bir dindir. İslam bunu emrederken bir imamın ayrıştırmaya yönelik açıklamaları ne kadar doğru. Rasûlullah (SAV)  “Arabın Acem, Acemin de Arab üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Yine kızılın kara üzerine, karanın da kızıl üzerine üstünlüğü yoktur. Hiç bir milletin diğerine üstünlüğü yoktur. Yalnız takva bakımından biri diğerine üstün olur” şeklinde buyururken bir imamın çıkıp hayır diyenleri hainlikle suçlaması çok büyük yanlış. Ya da evet diyenleri hainlikle suçlamak, ikisinin birbirinden farkı yoktur. Asıl ortalığı karıştıran ve provokatörlük yapanlar bu tür söylemlerde bulunanlardır. Özgür bir şekilde herkes kendi fikrince bu ülkeye katkıda bulunmak için oyunu kullanabilir.     
CAMİ KAYNAŞTIRICI BİR MEKNADIR
İslâm birleştirici, bütünleştirici ve toplumsal dayanışmayı sağlayıcı bir dindir. Toplumların dayanışma içinde bulunmaları; birlik ve beraberliklerini sağlayabilmeleri, güçlü olabilmeleri ve dışarıdan gelecek, yıkıcı tehlikelere karşı kendilerini koruyabilmeleri açısından oldukça önem arz eder. Parçaları bir araya toplayan, bir şeyin bir kısmını diğer kısmına katan, uzlaştıran ve barıştıran anlamlarına gelen 'cami' toplumda ortak bir şuurun oluşmasına önemli katkılar sağlayan bir müessesedir. Cami, toplumun her kesiminden insanın herhangi bir ayırıma gitmeden bir araya geldikleri, kaynaştıkları, aynı heyecanları yaşadıkları, kardeşlik, birlik ve beraberlik duygularının doruk noktasına ulaştığı kutsal bir mekândır. Bu yüzden İslâm'da cami özel bir konuma sahiptir. Hz. Peygamber (sav)'den günümüze kadar bu yönünü hep muhafaza etmiştir. Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur." ayetini hatırlatmak istiyorum Müslümanlar maalesef bunu ıskalıyorlar. Kendilerine göre bir takım gerekçeler buluyorlar. Ne yazık ki yaptığı bu işi de maalesef dini gerekçelerle süslüyorlar. Maalesef bu, dini tanımamaktır. Biz şu anda cehaletle boğuşuyoruz. En büyük problemimiz bu. Müslümanlar ne zaman bilimi ve aklı esas alırlarsa, dinlerine de aklını kullanarak yaklaşırlarsa aslında dini bir bütün olarak değerlendirirler.