Ahlak Mefhumuna Dair
Ahlak dediğimizde aklımıza başkasına zarar veren hareketleri yapmaktan kaçınmak, fayda verecek davranışlarda bulunmak gelir.
Kısaca tanımladığımız böyle bir ahlak menfaat ve keyiflerden vazgeçebilme fedakârlığını ister.
Biraz daha uç düşünecek olursak bir fert için bazen fayda sağlayabilmek adına hayatını feda etmesi dahi gerekebilir.
Lakin hayatından vazgeçebilme iradesi, arzu ve ihtirasların tasmasında olanlar için elbette hayal dahi edilemeyecek işkence vaziyetinde olacaktır.
Âlem yansa umurunda olmayan, kendisine verileni başkasıyla paylaşabilme güzelliğine erişemeyen, bir başkasını düşünemeyen, yardıma el uzatmaktan kaçınan insanlar için ahlak mefhumunun pek önemi yoktur.
Bunun yanı sıra kendisini hayvanlardan ayıran farkın aklı ve iradesi olduğunun şuurunda olanlar ise nefsin sayısız istekleriyle mücadele halinde olacaklardır.
İnsanı arzuların peşinden alıkoyacak olan; öldükten sonra dirileceğine inanmasıyla mümkündür.
İnsanı manadan uzaklaştıran, umumi menfaatleri hususi menfaatlere feda ettiren bir beklenti arayışı içerisinde olmasıdır.
Neticede bugün adına bencillik dediğimiz vaziyetin cereyan etmesinin sebebi karşılık aramadır yani her şeyi maddeye dayandırmadır.
Bu durumu paranın esas alındığı kapitalist düzende görmek gayet olağandır. Çünkü kapitalist düzende bütün kıymetler para nispetinde ölçülür.
İnsanlar kazanç peşinde koştukları vakit değerleri törpülenmeye, fedakârlıkları örselenmeye başlamıştır.
Manaya madde ile karşılık bulma çabası işin içine girince nesneler gibi insanlar da parası nispetince saygı görmeye, değer bulmaya başlar. Bu vaziyet kendini gittikçe aşar haldedir. Bir mağazada bulunan ürünlerde olduğu gibi insanların etrafında olup bitenler de artık maneviyattan uzaklaşarak fiyat almaya başlar. Buna kazanç ahlakı demek yerindedir.
Karşısında durulması gerektiğine inandığım bu kazanç ahlakını yok edecek olan ise birileri tarafından enayilik diye telakki edilen milli ahlaktır.
Geçmişte vatan sevgisi ve kahramanlık ahlakı dediğimiz milli ahlak bugün için en vazgeçilmezimizdir. Günümüz için tamamen milli ahlaktan uzak bir hayat içerisinde olduğumuzu söylemek yanlış olacaktır. Çünkü hudutlarda nöbet tutan Mehmetçiğimiz yeri geldiğinde gözünü kırpmadan canını vermektedir. Onlara bu cesareti veren imanları ve vatan sevgisidir. Bilhassa onlar hayatlarını feda ederken millet için yaşanılır bir vatan bırakabilme gayesinde olmuşlardır.
Milli ahlakın olmadığı bir yerde ahlaktan bahsetmek mümkün değildir.
Gayemiz fedakârlıklarda bulunabilmek, umumi menfaatleri gözetebilmek, merhametli olmaya çalışmak olmalıdır.