Yüce Allah'ın yarattığı her varlığın yaratılış hikmetini yerine getirmekle yükümlü olduğu görevleri, başka bir deyimle ibadet şekilleri bulunmaktadır. Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir. Varlıklar içerisinde en önemli yere sahip olan ve en güzel bir biçimde yaratılan insanın da yerine getirmesi gereken görevler ve ibadetler vardır.

Yüce Allah, insanın yaratılış gayesinin ibadet olduğunu şöyle beyan ediyor: "Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım." İbadet ve kulluk, yüce Allah'ın Kuran-ı Kerim'de ayrım olmaksızın bütün insanlara verdiği ilk emirdir. Bu ayette şöyle buyrulur: "Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet ve kulluk edin ki gerçekten korunabilesiniz, takva sahibi gerçek muttakilerden olmanızı ümit edebilesiniz."

İşte ibadetlerimizi, hiçbir ortağı olmayan Allah'ın emri, yaratılış gayemiz ve kul olduğumuz için eda ederiz. İnsanın ibadet ve kulluğunun ölçüleri ve şekilleri de Allah ve O'nun Rasulü tarafından emredilmiştir. Zira Allah, biz insanları kendisini tanımak, kendisine iman etmek ve sadece kendisine ibadet etmek, kulluk etmek, salih ameller işlemek suretiyle nihayetinde Adn Cenneti'ne ulaştırmak için yaratmıştır. İbadet, boyun eymenin ve kulluğun nihayetidir, tazim göstermenin zirvesinden ibarettir.

Son derece sevgi, o derecede boyun eymeyi ve itaat etmeyi ifade eder. Söz konusu itaat, şu anlamları da içerir: Kişi, kime ibadet ediyorsa, onun emir ve yasaklarına tam olarak teslim olur, emir ve yasaklarına karşı gelmez ve onun emir ve yasaklarını her türlü emir ve yasağın üstünde tutar. Niyet, kalbin ve dilin işidir. İbadetlerle adetleri birbirinden ayıran şey niyettir; bu sebeple namaz, oruç ve hac gibi ibadetlerde niyet şarttır.

Niyetsiz ibadet olmaz, bununla birlikte ibadette fiil de söz konusudur. Sadece kalpte bulunan niyet, tefekkür ve tezekkür gibi şeyler ibadet değildir. İbadet, dışa akseder, fiil ve hareket olarak meydana çıkar. İbadet, isteyerek, severek, bilinçli ve hiçbir zorlama olmaksızın yapılır. Zorlandığı için yapılan şeklen ibadet olsa da hakikatte ibadet değildir; bu sebeple Kuran-ı Kerim'de "Dinde zorlama yoktur" buyrulmuştur.