Bütün bilinenleri, ezberleri bozarak virüs öncesi biten, virüs sonrası başlayan bir dönem olacaktır. Belki de virüsü hazırlayıp piyasaya sunan güçler dünyayı teslim alacak, insanları evlerine hapsedecek, ölümlerin yanında bu kadar büyük psikolojik yıkıntıya sebep olacağını bilmiyorlardı. Avrupa çözümde hazırlıksız. Amerika bu sonuçları beklemediği ölü sayısından hazırlıklarının yetersizliğinden anlaşılıyor. 

Dünya nüfusunu azaltmaları isteği varsa bu saldırılar yeni yeni isimlerle devam edeceğe benziyor.
Amerika, Avrupa, Rusya gibi benim dediğim olur diyen ülkeler çare bulamamış, virüsün altında kalmışlardır. Bu da dünyanın yeniden yapılanmasına sebep olacak gibi görünüyor.

Birleşmiş Milletler ‘Dünya beşten büyüktür.’ Uyarısından sonra devamlı kan kaybetmektedir. İtalya başta olmak üzere BM ülkeleri virüsten sonra yapacakları ilk iş olarak Birleşmiş Milletlerden hesap soracaklar gibi görünüyor. 
Avrupa devletlerinin BM yüzünden bir hesaplaşma olacağı görünüyor. Alternatif birlik çalışmalar var ise de aynı menşeli olduğundan ne kadar tutacağı merak konusudur. Bunun yanında Çin’in ve Türkiye’nin virüse karşı verilen mücadelede başarıları, ölümlerin durdurulması, yardımlar her iki ülkeyi de virüs sonrası yapılanmalarda masada ellerini kuvvetlendirecektir. Türkiye’nin şehir hastaneleri gıda ve sağlık malzemeleri tedarikli olması, eğitimli sağlık ordusu bütün dünyanın Türkiye’ye yönelmesine sebep olmuştur. Doksana yakın ülke yardım talebinde bulunmuştur. Elliye yakın ülkeye yardım yapılmıştır. Diğerlerine de yardım devam etmektedir. Türkiye’nin yaptığı yardımlar bizim esas yönümüzün tanınmasına sebep olacaktır.

Amerika, Avrupa gibi emperyalist sömürü düzeni ile ayakta duran ülkeler, ülkeleri sömürmüş sonra da ölüme terk etmiştir. Kendinin öldürmediklerini de halkları birbirine düşürerek kurtuluş savaşları adı altında birbirlerine kırdırmaktadırlar. Kurtulmak isteyenleri de sömürecek bir şeyleri yok diye ülkelerine gelmesin diye her yerde sınırlarını kapatmakta, dışlamaya devam etmektedirler. 
Gözyaşı, çığlık, çaresizlik içindeki insanların bedduaları, başta kendi virüsleri ile kendilerini sonra da bütün dünyayı esir almıştır. 

Müslüman, Türk dünyasının ‘One minute’ uyarısından sonra Türkiye ümit olmaya başlamıştır. Birleşmiş Milletlerin çöküşü Türkiye’ye tarihi bir görevi önüne getirmiştir. 
Hedefleri sömürmek olan emperyalist ülkelere karşı, Türkiye’ye Allah’ın emrini yaşatma görevini vermiştir. Suriye’den gelen milyonlarca insan, dünyanın neresinde bir mazlum varsa Türkiye oraya yetişmiştir. Mazlumların, yetimlerin, çaresizlerin duaları Türkiye’nin elini güçlendirecek tarihi görevini yapmak üzere virüsten sonra yapılan yardımlar vs masadaki gücümüzü artıracaktır. Türkiye’ye yeni dünyanın yapılanmasında büyük görevler düşmektedir. 

Virüsten sonra da değişik adlarda virüs gibi kimyasal silahlarla yine dünyayı esir almak isteyeceklerdir. Savunma sanayii gibi saldırılarda aşı vs hemen ortaya koyabilen hatta dünyaya satan dev sanayi ve laboratuvarlarını yarından itibaren çalışmaya başlamalıyız. Bu saldırılar devam edecektir. Bu çalışmayı ne kadar çabuk ve güçlü kurabilirsek dünyanın yönü bize dönecektir. 
İkinci ve daha büyük tehlike gıda savaşlarında olacaktır. 
-    Yerli tohumlar
-    Gübreler
-    Tarım ilaçları
-    Geliştirme çalışmaları gibi
El atamaz, yapamazsak her biri bir covid-19 dan daha büyük tehlike olur. Yaşamak ne kadar önemliyse aç kalmamak, açlıktan ölmemek de daha önemlidir.
İnsanı ve doğayı yaşatmak gibi görevimiz devasa bir şekilde önümüzdedir. Görevimiz sömürmek değil hizmet olan niyetimiz bütün engellemelere rağmen Allah’ın yardımı mazlumların duası Müslüman Türk dünyasının yanımızda olmasıyla gıdada insanlığı öldüren değil, insanlığı yaşatan büyük yolculuğun önde olanı olacağız. İnsanlık derslerinde de örnek olabiliriz. 
Öldürme dönemi biterken, insanlığı yaşatma dönemi başlamıştır. Görevimiz ne kadar zorsa, mükafatı da o kadar büyüktür.
Yeter ki bir beraber Türkiye kardeş olalım.