Rusya ile Ukrayna’nın arasındaki savaştan göç eden Ukraynalı göçmenlere yeni kamplar açmak yerine, mevcut kamplardaki siyah renkli göçmenleri dışarı atıp Ukraynalı göçmenlerin alınması, insanları renklerine, inançlarına, dinlerine, ülkelerine göre ayırırsak, ötelersek, bir lokma ekmeğe muhtacı elinden aldığımızda gelecek krizin yönetimi daha zor olabilir. Avrupa’nın bir ülkesinde bizden olmayan göçmenler çıksın diye çadır yakılmamalı.
    Bu göçmenlerin ellerindeki bütün zenginliği alıp onları açlığa, ölüme mahkum etmeleri. Ölmemek için, yaşamak için kendini sömürenlerin sürdüğü saltanatlardan yeter yeter deyip akın akın karıncalar misali son çare yollara düşen göçmenleri durdurmak mümkün olmayabilir.
    Afrika başta olmak üzere değişik kıtalardan sömürülen üçüncü sınıf muamelesi gören ötelenen insan yerine konmayan ölüme terk edilen bu insanların hayat standardı daha da kötüleşmiş aç susuz bırakan batı ve diğer ülkeler dönüp o yürekler acısı sefaletlere açlığa ölüme bir gün ne olacak demediler. 
    Türkiye’de bulunan vakıflar, hayır sahipleri Kızılay gibi kurumlarımız vs. hep birlikte ne varsa bu insanlarla ekmeğini paylaşıyor. Çamur içmesin diye su çıkarıyor. İnsan yerine konuyorlar dost oluyorlar. İlk defa sömürmeyen, paylaşan, kendilerini insan yerine koyan insan sarrafları gönül insanları yıllardır mazlumların olduğu her yerde gönüller fethediyorlar. 
    Batı ve diğer mazlumları çaresizleri sömüren ülkelerden bu sömürülen açlığa, yokluğa ölüme terk edilen insanlardan, paylarını hakları bölüşmek üzere yollara düşerse milyarlarca insanın yollara düştüğünde büyük göç dünyayı harmanlayabilir. Yeni yapılanmalara, çare aramaya yol açabilir. Sömüren ülkeler tedirgin, endişeli çözüm ararken dünyanın yeniden yapılanmasını hızlandırabilir. 
    Bu tarihi günlerde sömürülen insanlar bir lokma ekmeğe bir yudum suya hasret çözüm ararken, en zor günlerimizde bizimle ekmeğinizi paylaştınız. Su çıkardınız, bizi insan yerine koydunuz, elimizden tuttunuz. Onun içinde bu tarihi göçümüzde çare arayışımızda bize yardımcı olun, rehber olun diye Türkiye mazlumun yanında olan gönül insanlarından yol yordam isteyebilirler.
    Yeniden yapılanmaya doğru giden dünyada bu tarihi fırsatta, iç çekişmeleri bir kenara koyup mazlumlara tarihi görevimizi yapıp tarihteki o olması büyük görevimizi yapmalı. Masa kuran, oyun kuran, çözüm merkezi olmalıyız. 
    Yaşatan büyüyen Türkiye olmalıyız.