Birkaç haftadır gündemleri meşgul eden “indirim” konusu giderek daha da alevlenmeye başladı. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirlenen marketlerde indirim yapılacağını ve marketlerinde indirim çalışmaları kapsamında çalışmalar yapacaklarını söylemesi, gündeme bomba gibi düştü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasıyla beraber; vatandaşlar marketlere akın etmeye başladı. Herhangi bir üründe ne kadar indirim yapıldığı, herkesin en çok merak ettiği konu olarak ön plana çıktı.
O marketlere gidenler arasında ben de vardım. Gittim, gördüm ve çıktım. Alışveriş yapmadım. Alışveriş yapan vatandaşlarımıza da, aldıkları temel tüketim malzemelerini afiyetle ve keyifle tüketmelerini temenni ediyorum.
Buraya kadar tüm detaylar ve tüm olay vurgusu tamam. Ancak olay bununla da sınırlı değil. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın indirim uygulanacağını belirttiği marketler, diğer marketlerin etiket fiyatının hemen hemen aynısı ve birkaç kalem ürün haricinde 50 kuruş ile 1 lira 50 kuruş arasında farklar ile  ürünlerine satışa sunmuş durumda.
Bunu ben söylemiyorum. Evinizden çıksanız ve evinize en yakın markete gidip daha sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği marketlere gitseniz, söylediklerimi ispatlamış olabilirim diye düşünüyorum.
İndirim vurgusu üzerinden, marketlerde oluşturulan yoğunluk kime ne kazandırdı bilmiyorum ama vatandaşın kesesinin ne kaybettiğine bakmamız lazım. İndirime ihtiyaç kalmadan ürün satmayı bilmiyoruz. Bu çok yanlış ve yapılmaması gereken bir durum. Ama artık dönüşü olmayan bir yol gibi görünüyor.
Çok sevdiğim eski futbolcu ve şu anda Antalyaspor teknik direktörü Nuri Şahin’in hoşuma giden bir sözü var. “Maçı 90+7’ye getirme 90+3’de bitsin” Bu marketlerde yapılan indirimi çok özetliyor aslında. Satılmayan pek çok ürün veya tedarik konusunda bol davranıldığında sürümden kazanma taktiği uygulanıyor. Ama keşke sürümden kazanmak yerine, vatandaşın cebini kazandıracak uygulamalar hayata geçse. Tabi bu durum ne kadar mümkün onu düşünmek lazım. İndirime ihtiyaç kalmadan, alışverişimizi doya doya yapacağımız günler ümidiyle…