Geçen hafta Sanayi Devrimi ile girişini yaptığımız konumuza kaldığımız yerden devam edelim.
İnsanlık buharlı makinenin icadından sonra alet kullanma konusunda atalarından bir adım öteye adım attı. Bu Sayede insanların elle yapabileceklerinden bir hayli fazla ürünü üretmeye başladı ve yavaş yavaş arz fazlası dediğimiz kavram ortaya çıktı. 

Üreticiler hem ham madde sıkıntısı yaşamaya başladı hem de üretilen malları satacak pazar konusunda sıkıntıya düşmeye başladılar. Çünkü giderlerin arasında en büyük payı hammadde oluşturuyordu. 
    Artık üreticilerin ellerinde fazladan birçok ürün bulunmaya başladı ve pazar bu ürünleri ya almakta pek istekli davranmıyordu ya da pazarın ihtiyacı olan ürüne ulaşımı kolay olmuyordu. Üreticiler ellerindeki ürünleri stoklama imkânı olanlar stokluyor imkânı olmayanlar ise üretimden daha az fiyata pazara sürmeye başladılar. Bu durum böyle gitmezdi üretici zarar etmeye başlamıştı. Pazar mutlaka bu üretim fazlalarını almalıydı ama nasıl? 

Sanayileşmiş veya yeni yeni sanayileşmeye başlayan ülkelerin başında gelenlerin aklına ilk olarak hammaddeyi ucuza bulma ve üretim fazlası bu ürünleri satmaları için yeni pazarlar bulmak geldi.  Peki bunu nasıl sağlayacaklardı. Aslında bu durum pek de zor olmadı. Denizcilikte bir hayli ilerleyen bazı ülkeler yeni kıtalar keşfetmiş, ticaretin asıl kaynağı olan Hindistan’a deniz yoluyla ulaşmayı başarmıştı. İlk başlarda Hindistan sandıkları ama sonradan adını kaşifinden alacak olan Amerika diye adlandırdıkları yeni, bakir bir kıta keşfetmişlerdi. İlk başlarda bu yeni kıtaya kendi ülkelerinde aşağıladıkları, fakir insanları yerleştirerek burayı ve Asya’yı ve Afrika’yı kendilerine bol bol ve ucuza hammadde, iş gücü sağlayan birer kaynak sağlayan kıtalar haline getirdiler ve bu kıtaların kanlarını son damlasına kadar sömürmeye başladılar.

Tabii olarak bu durumu tek başına sürdürmek isteyen ülkeler olduğu gibi, bu durumdan kendisi de nemalanmak isteyen yeni ülkeler dünya arenasında sahneye çıkmaya başladı. Ne de olsa sanayi baya yol kat etmiş yeni silahlar yeni araçlar üretilmişti. Hem bunları test etmek hem de sömürge yarışında ben de varım diyen ülkeler kendi aralarında o zamana kadar insanoğlunun görmediği bir savaşa tutuştular. Milyonlarca insan birbirini katletti. Bizim gibi Yeni Dünya’ya ayak uyduramayan ülkelerin haritaları değişti maalesef. Yeni ülkeler, yeni haritalar oluştu tüm dünyada. Artık yeni düzen kuruldu.  

Ama bu daha başlangıçtı. Bunlarla beraber yeni silahlar, yeni bombalar, yeni araçlar üretildi sırf daha iyi öldürmek için. Bu kendi içinde yeni bir sanayi kolunun bile oluşmasına neden oldu. Artık insanlığın dilinde yeni bir kavram meydana geldi Savaş Sanayisi.  
Yeni Dünya düzenin belirleyicileri artık sanayileşmeye ilk başlayan, hammadde ve Pazar için yıkıp dökmekten geri durmayan, eli  kanlı, silahlı katil ülkeler yer almaya başladı.  Paylaşım yeniden şekillenmeye başladı.