Salih Cenap Baydar

Salih Cenap Baydar

Şehirleşememe Serencamımız – 3

Şehirleşememe Serencamımız – 3

Kaçak yapılaşmanın, özellikle 1980’den sonra öne çıkan ve siyasetten ekonomiye birçok konuda derin etkisi hala hissedilen rant boyutu göz ardı edilmemelidir. Kırdan göçenlerin, yaptıkları gecekondular üzerinden elde ettikleri tapulu arsalar kısa sürede ciddi değer kazanmıştır. Başlangıçta çeperde olsa da zaman içinde genişleyen kentlerin merkezinde kalan bu arazilerde yapımına izin verilen çok katlı apartmanlar üzerinden büyük ekonomik kazanç fırsatları yaratılmıştır.  Bazı gecekondu arazilerinin, bu ranttan istifade etmek isteyen ‘yapsatçı’ girişimciler tarafından üretilen bireysel konutlara ve çok katlı apartmanlara, kooperatif aracılığı ile meslek kuruluşlarının veya bankaların desteği ile toplu konuta dönüşmüş olması dikkat çekicidir (Ataöv, 2007: 62).
Bu noktada çarpık yapılaşmanın iktisadi ve siyasi sebeplerinin iç içe girdiği görülmektedir. Siyaset kurumu, başlangıçta oy kaybetmemek, kitlelerin sempatisini kazanmak gibi siyasi gayelerle gayri hukuki yerleşimlere göz yumarken daha sonra bu uygulamalardan doğan rantın da doğrudan ve dolaylı yollardan siyasetin finansmanında kullanılması söz konusu olmuştur. 
Çarpık yapılaşmanın kontrol altına alınması, planlı kentleşme ve kamunun toplu konut yapımını koordine edebilmesi için, 1984 yılında yürürlüğe giren 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu ile Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı kurulmuştur. 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan Marmara depreminden sonra kamunun konut yapımındaki işlev, görev ve eksiklikleri bir kez daha gündeme gelmiş, TOKİ önce konut müsteşarlığının bağlı kuruluşu olmaktan çıkarıp Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na sonra, 16/01/2004 tarih ve 802 sayılı Başbakanlık kararıyla da doğrudan doğruya Başbakanlığa bağlanmıştır(Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, 2017). 
Ülkemizde kentleşme daha çok siyasi ve iktisadi kuvvetlerin etkisinde şekillendiğinden, şehir planlaması ve estetik açısından hiç de parlak sayılmayacak bir manzara ortaya çıkmıştır. Öncelikli hedef, kırdan göç eden yoksul, eğitimsiz ve vasıfsız insanlara “başlarını sokacak” ucuz konutlar sunmak olunca kadim şehirlerin kültürel ve estetik dokusunun tahrip edilmesi gibi olumsuz neticeler doğmuştur. Temel estetik kaygılar bir yana itilerek, sadece fonksiyonaliteye ve ekonomik değere odaklanılması yüzünden modern şehirler, kontrolsüzce büyüyen birer beton ormanına dönüşmüştür. 
Kent içinde kalan ve küçük üretim biçimlerinde çalışan işgücü, çevre gecekondu ve merkez mahallelerde yaşayan, niteliksiz, düşük gelirli az eğitimli, kentsel tecrübesi fazla olmayan, rahat çalışma ortamı ve statü sağlayamamış insanlardan oluşmaktadır. Bu insanlar arasında artma eğilimi gösteren işsizlik, suça sürüklenme ve radikalleşme gibi tehlikeler doğurmaktadır. Küçük üretimin ve düşük gelir nüfusunun eski kent merkezlerinde yer seçmesi bu alanların çöküntü alanı haline gelmesinde etkili olmuştur (Ataöv, 2007: 67).
Kentler normalde periferden gelenleri içine alıp dönüştüren, incelten, kentlileştiren yapılardır. Mesela İstanbul uzun müddet bu fonksiyonaliteyi icra etmiş, içine aldığı sayısız farklı kültürü bir potada eriterek bir “İstanbul’lu tipi” üretmeyi başarmıştır. Ancak kırdan gelenlerin yoğunluğu ve geliş hızları kentlerimizin bu dönüştürücülük işlevini icra etmelerine müsaade etmemiştir. Hatta birçok kentimizin yoğun göçlerin ardından, kent vasfını belli ölçülerde yitirdiği bile ileri sürülebilir. Bir başka deyişle, 1950’den sonra yaşanan tecrübe göstermiştir ki ülkemizde kent, taşralıyı kentlileştirememiş, belki de bunun bir neticesi olarak belli ölçüde taşralaşmıştır.

Ataöv, A., & Osmay, S. (2007). Türkiye’de kentsel dönüşüme yöntemsel bir yaklaşim. METU JFA, 2, 57.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı. Alınma: 6 Nisan, 2017, adres: http://www.toki.gov.tr/kurulus-ve-tarihce

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR