Soner Özben

Soner Özben

Yabancı Dile Ne Kadar Yabancıyız?

Yabancı Dile Ne Kadar Yabancıyız?

Her ne kadar hayatın olağan akışı içerisinde görülse dahi, yabancı dil öğrenmek, hayatımız boyunca verdiğimiz kararlar içerisinde en önemli olanlardan birisidir aslında. Zira yabancı dil öğrenmek uzunca bir süre için bizi meşgul edecek, hangi seviyede olursak olalım etkileri her zaman hissedilecek bir eylemdir. Hele ki, öğrendiğimiz yabancı dil günlük hayatımızda kullanım alanı buluyorsa çok daha büyük öneme sahip olmaktadır.

İçerisinde bulunduğumuz çağ, bilgi çağı olarak adlandırılmakta ve fiili sınırların olmadığı bir döneme işaret etmektedir. Bu da ancak bilginin paylaşılması ile ve ortak olarak kullanılan diller sayesinde mümkün olabilmektedir. Dünya vatandaşı olabilmek günümüz gençliğinin en büyük özelliklerinden birisi olup, dünya vatandaşlığının sunduğu sınırsız olanaklardan yararlanabilmek ise, en az bir hatta iki yabancı dili iyi düzeyde bilmekle mümkün olabilmektedir.
Buradaki “iyi düzey” tabiri ise üzerinde en çok tartışılan konulardan birisidir. Peki, nedir bu “iyi düzey”? Bunun için bir çok farklı tanım yapılabilirken, kişinin ihtiyaçlarına göre değişebilecek bir skala da her zaman söz konusu olacaktır.

İşte bu nedenledir ki, Avrupa Birliği tarafından yıllar öncesinden başlatılan bir çalışma ile “AB Ortak Dil Kriterleri” oluşturulmuş ve yabancı dil düzeyi ile ilgili uluslararası bir standart ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Türkiye açısından duruma bakacak olursak, uzun yıllardır yabancı dil eğitimine teorik anlamda verilen önemin çok üst düzeyde olduğunu söylemek pek tabii mümkündür. Ancak uygulamada, her ne kadar bu bilince sahip olunsa dahi, yapılması gerekenlerin tam olarak yapılmadığı / yapılamadığı göze çarpmaktadır. Okullarda verilen eğitimin yetersizliği, bu noktada en büyük problem olarak karşımıza çıkmaktadır. İngilizce alanında belli bir takım ilerlemeler kaydedilmiş olsa dahi, ikinci yabancı dil konusunda kat edilmesi gereken daha çok yol vardır.

Genel anlamda yabancı dil eğitiminde, en büyük problemin konuşma zorluğu olduğu çabucak göze çarpmaktadır. Öğrenciler dil bilgisi, kelime bilgisi, yazma, anlama gibi yetilerde başarı gösterirken, konuşma becerileri konusunda bir o kadar zorlanmaktadır. “Biliyorum ama konuşamıyorum!” tabiri hemen herkes tarafından kullanılan bir kalıba dönüşmüş durumdadır. Üzerinde durulması gereken esas nokta da burasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR