Göknur Çekinmez

Göknur Çekinmez

Utanılan Gün: 6 - 7 Eylül

Utanılan Gün: 6 - 7 Eylül

Tarihimizde bilmediğimiz onca olaylar mevcut. Türk milleti olarak geçmişinde yaşanmış olayları araştırmalı ve en azından ufak da olsa adını duymuştum diyebilmeliyiz. Tarihte yaşananlar gelecekte olacak olaylara ders niteliği taşımaktadır. Türk genç kesimi de ilgisini başka alanlara değil tarihindeki olaylara, yaşantılara ve yaşanmışlıklara karşı bilgi edinmekte kullanmalıdır. Çoğumuzun bilmediği İstanbul'da yaşanan 6-7 Eylül olaylarına kısaca göz atmakta fayda var. 

Yıl 1955... İstanbul'da 6-7 Eylül Olayları başladı. Selanik'te Atatürk'ün doğduğu evin bombalandığı yolundaki yanlış haber gerekçe gösterilerek başlatılan ve iki gün süren İstanbul ve İzmir'deki gösteriler, Rumlara yönelik bir tahrip ve yağma hareketine dönüştü. İstanbul ve İzmir'de sıkıyönetim ilan edildi.
Kıbrıs Türkleri'ne yapılan baskılar, 1955 yılında Türkiye kamuoyunun gündeminde baş köşeye oturmuştur. Dışişleri yetkilileri Londra'da Kıbrıs temaslarına devam ederken, Atatürk'ün Selanik'teki evinde bir bomba patlamasıyla ilgili haber, önce 6 Eylül 1955 günü saat 13.00 haberlerinde radyoda yayımlandı.
Bunun üzerine, “Atamızın evi bombalandı” manşetiyle ikinci baskı yapan Mithat Perin'in sahibi, Gökşin Sipahioğlu'nun yazı işleri müdürü olduğu DP yanlısı İstanbul Ekspres gazetesi genelde tirajı 20 bin civarında olduğu halde 6 Eylül'de 290 bin basmış ve o dönemde kurulmuş olan Kıbrıs Türktür Derneği üyelerince bütün İstanbul'da satılmaya ve halkı galeyana getirmek üzere kullanılmaya başlandı.

Aynı baskıda Kıbrıs Türktür Derneği genel sekreteri Kamil Önal Mukaddesata el uzatanlara bunu çok pahalıya ödeteceğiz, ödeteceğimizi alenen söylemekte de bir mahzur görmüyoruz diye yazmıştır.
Kıbrıs Türktür Cemiyeti'nin önayak olması ve diğer gençlik örgütleri, meslek kuruluşları, DP teşkilatı, bazı resmi ve gayriresmî makamların telkin ve teşvikiyle yerel kalabalıklar ve şehre dışarıdan getirilmiş olan kitlelerce 6 Eylül akşamı Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yağma ve yıkım eylemi gerçekleştirildi.

İlk saldırı saat 19.00 sıralarında Şişli'deki Haylayf Pastanesi'ne yapıldı. Ardından büyüyen kalabalık Kumkapı, Samatya, Yedikule, Beyoğlu'na geçerek gayrimüslimlerin toplu olarak yaşadığı birçok semtte önce Rumların, ardından da Ermeni, Yahudi ve hatta yanlışlıkla bazı Türklerin dükkânlarına saldırarak yağmaya başladı.
İstanbul'daki Rum azınlığın ev, işyeri ve ibadet yerlerine yönelik bu saldırılarda emniyet pasif bir tutum sergiledi. Rum vatandaşların adresleri hakkında önceden bilgi sahibi olan, 20-30 kişilik organize birliklerin kent içindeki ulaşımı özel arabalar, taksi ve kamyonların yanı sıra otobüs, vapur gibi araçlar yardımıyla sağlandı. 7 Eylül sabahına kadar süren saldırılarda aralarında kilise ve havraların da bulunduğu 5 binden fazla taşınmaz tahrip edildi ve milyonlarca dolarlık mal sokaklara saçılıp, yağmalandı.

İstanbul'un her yerinde yağmalar aynı yöntemle yapıldı. Dükkânlara saldıranlar önce vitrinleri taşlayarak kırdılar ya da demir parmaklıkları kaynak makineleri ve tel makasları yardımıyla açtılar, ardından içerideki alet ve makineleri dışarı çıkararak paramparça ettiler.
Kiliseler ve mezarlıklar da payını aldı: Kiliselerin içindeki kutsal resimler, haçlar, ikonalar ve diğer kutsal eşyalar tahrip edildiği gibi, İstanbul'da bulunan 73 Rum Ortadoks kilisesinin tamamı ateşe verildi.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR