Uçurumun Kendisi
“Bu toplumun gençleri, geleceği uçurumun kenarında...” ifadesi artık daha sık tekrarlanan ve duyulur hale gelen bir cümle. Fakat bu bir sonuç cümlesi… Ve bu sonucun hazırlayıcısı yani sebebi olan bir takım faktörler var ki bugün gençleri içine alan uyuşturucu gibi bir beladan bahsediyoruz.
Peki, bu sonuca nasıl ulaşılmıştır?
Bu sonuç göstermektedir ki; bugüne kadar inşa edilen modern toplum hasta durumdadır ve bu hastalık fertte, toplumda, siyasette yani hayatın hemen her safhasında mevcuttur. Modern toplumu inşa eden Batılı, kapitalist kalkınma modeli sonucunda maddi alanda kaydedilen birtakım ilerlemelere rağmen, ferdin aklı ve ruhunu da içine alan şahsiyet planında bir ilerleme kaydedilememiştir. Özendirilen gayesiz ve sorumsuz hayat tarzı, lüks ve konfor sevdası yüzünden gençlerde doğru bir şahsiyet oluşmadığı gibi ifsada karşı mukavemet kabiliyetleri de kalmamıştır. Hatta toplumsal yapı; temel dinamiklerini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Bugün toplumda artık sıradanlaşan alkol, kumar, uyuşturucu gibi illetler ile medyanın ifsad ediciliği karşısında eğitim sisteminin ‘terbiye’den uzak yapısı sorunun daha da derinleşmesini sağlamıştır. Gençlere bir kurtuluş yolu olarak gösterilen kâr ve servet hırsı, eğlence ve her çeşit sefahat modası gençlerin ahlâk ve insanlık vicdanını kurutmuştur. Nitekim haysiyet ve şeref yokluğu ve bundan ileri gelen yalancılık, dolandırıcılık gibi kötü ahlâk halleri gençlerin seviyesini aşağıların aşağısına çekmiştir. Sonuçta nasıl mutlu olacağını, eğleneceğini dahi bilmeyen mutsuz bir gençlik çıkmıştır karşımıza.
Bir düşünün; toplumun büyük bir bölümünü oluşturan alt ve orta sınıftan insanlar, geçim sıkıntısı ve her türlü yoklukla boğuşarak çocuklarının gözlerini kamaştıran lüks yaşam arzusuna cevap vermeye çalışırken diğer tarafta her türlü maddi konfor, lüks ve servete rağmen bazı gençlerin intiharı seçmesi ortada çok önemli bir sorun olduğunu göstermiyor mu? Aslında bu sorun da modern paradigmanın hayatın temeli ve gayesi olarak belirlediği "insanın maddi/ekonomik ihtiyaçlarının giderilmesi" tezinin iflas ettiğini ispatlamıyor mu?
Diğer yandan fuhuş, rüşvet, kumar, ırza tecavüz, intihar, cinsî sapıklık ve uyuşturucu kapsamına giren madde alışkanlıkları, ailenin yıkımı gibi cemiyeti çözen ve çökerten iptilâ ve eğilimleri bir sonuç olarak değerlendirdiğimizde karşımıza bu ülkenin Batılılaşma serüveni çıkmaz mı?
Demokrasi ve özgürlükler adı altında altın tepside sunulan Batı menşeli ‘uyuşturucu’ kültürün bir sonucu olarak bugün toplumun genel ahlâk yapısına uymayan davranışları, kiminin kokain kullanmaları, aşırı içkiden ‘küfelik’ durumları, sarhoşken yaptıkları kazalar, kıyafetleri ve pozlarıyla medyada geniş yer bulan çoğu ünlü, medya vitrininde adeta vukuatlarıyla gençlere örnek olarak pazarlanmıyor mu? Özendirilen birtakım ünlülerin hayatlarını taklit etmenin kişinin yaşamını kolaylaştırdığını, birçok kapıyı açtığını, para ve başarıyı getirdiğini empoze eden bir kültür tarafından gençlerin hayatı ‘kendisinden başka herkes olmak’ saplantısına sürüklenmedi mi?
Gençlerin giyimi ve yeme-içme gibi en temel insanî tercihleri bile başkaları, daha doğrusu modern tabirle ‘popüler kültür’ tarafından belirlenmiyor mu? İnsanlara, ihtiyacı olup olmadığını düşünmeden daha fazla ve sürekli tüketmeyi empoze eden bu kültür tüketmeyi bir amaç haline getirip, modalar oluşturup, kısa süre sonra yeni bir moda daha çıkarıp öncekini ‘modası geçmiş’ ilan ederek gençleri kapsama alanına almıyor mu?
Diğer bir taraftan şehir hayatının acımasız çarkları arasında asgari ücrete mahkum olmak ya da işsiz kalmak arasında tercih yapması istenen aşağı mahalle gençliğinin çeteleşmelerin, gruplaşmaların, mafya tipi örgütlenmelerin içine itildiği ve devletin babalığını göremediği bir gerçek değil mi?
Bütün bu gerçekler doğrultusunda sorunu çok yönlü olarak değerlendirdiğimizde alkol, uyuşturucu, fuhuş ve kumar gibi belalar aslında bataklığı göstermekte, uçurumu işaret etmektedir.
Son tahlilde,
Toplum ve toplumun bir parçası olan insan boşluk kabul etmez. Toplumdan bir parça olarak gençler insana gaye, anlam ve önem veren sahih İslami bir bakış açısı ile doldurulmazlarsa alkol, kumar ve uyuşturucu gibi ifsad edici illetlerle doldurulacaklardır.
Dolayısıyla bedelini gencecik canlara mal olacak şekilde ağır ödediğimiz uyuşturucu gerçeği gençlerin uçurumun kenarında falan olmadığını, sokağıyla, okuluyla, medyasıyla, ailesiyle bizzat uçurumun kendisi haline gelen bir toplumun ürünü olduklarını göstermektedir. Ve bu toplumsal yapı ona hakim olan fikirler, duygular ve üzerine uygulanan kanunlar ile ıslah edilmezse yarın çok geç olacağını işaret etmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.