Türkiye’yi kuşatma planına karşı yekvücut olunmalı!
Türkiye ve ABD arasında 15 Temmuz’la başlayan, darbecilerin korunması ve PKK/PYD terör örgütlerine verilen silahlarla oluşan aşırı güven kaybı nasıl bir sonuç çıkacağı merak konusu. İki ülke ilişkilerinde ortak bir mutabakat ya da yeni bir başlangıç sağlanabilir mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Washington ziyaretinde en önemli adımı atması gereken Trump başkanlığındaki ABD yönetiminin kendisidir. Her fırsatta en önemli müttefikimiz diyen ABD söz konusu olan Türkiye’nin ulusal güvenliği, bütünlüğü, siyasi istikrarı ve bölgede birebir yüzleştiği tehditler karşısında ne türlü adımlar atacağı en önemli konu başlıkları arasında yer alıyor.
15 Temmuz gecesi bu tehditlerden biri FETÖ üzerinden gelirken ve hedefinde iç savaş vardı. Şuan da örgütün yapıları bu ülke içinde korunurken, Türkiye için de tehdit devam ediyor. Bir diğer başlık ise, PKK’nın uzantısı olan PYD konusu. Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin harita planları herkes tarafından bilinmekteyken, bu aşamadan sonra yapılan silah yardımı Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından başlı başına en büyük tehditlerin başında gelmektedir.
Trump başkanlığındaki yeni ABD yönetimi Türkiye’ye bu güvenlik kaygıları konusunda uygulamalarına derhal son vermeli ve ciddi güvenceler vermesi elzem bir konu haline dönüşmüştür.
Türkiye’nin kaygılarını gidermek yerine Pentagon ve CIA’nin burnumuzun dibindeki harita çalışmalarına daha açık destek verip endişelerimizi artırıp güven krizine dönüştürmesi durumunda Suriye’yi parçalayıp, Türkiye’nin karşısında yeni bir cephe oluşturma çabası anlamına gelir. Güney sınırımızın bir ucundan diğer ucuna kadar oluşturulmak istenen koridor çabalarında Suriye’nin bütünlüğü söz konusu bile olmadığı ortadadır.
Yani atılacak bu adım Suriye’nin parçalanması bölgede bulunan tüm ülkeler içinde büyük bir tehdit teşkil etmektedir. Sırasıyla Türkiye başta olmak üzere Suudi Arabistan’dan İran’a kadar uzanacak bir topyekûn imha planıdır.
Türkiye’nin ABD ile ilişkileri geliştirme noktasında ısrarcı olduğu bilinmekteyken, ABD’nin bir NATO ülkesi karşında niyetini artık gizleyemez ve pazarlık haline dönüşmüşse, bu ortaklığın anlamı artık farklı bir anlam taşımaktadır.
Böyle bir durum karşısında her ülkenin olduğu gibi Türkiye’de can alıcı kararlar almak zorunda kalacaktır. Bedeli ne olursa olsun bu bir beka sorunu haline dönüşecektir. Herkes şunu bilmelidir ki, Türkiye terör örgütleri üzerinden teslim alınabilecek bir ülke değildir.
Türkiye ve ABD arasında oluşabilecek bir anlaşmazlık konusunda bilinen tek bir başlık öne çıkıyor bu da ülkemizi kuşatma planından başka bir şey değildir. Böyle bir plan karşısında tek kelimeyle gözü kapalı müdahalenin şart olduğu ortaya çıkıyor.
Türkiye’nin bekası karşılaştırılma yapılacak tüm başlıkların önündedir. Türkiye’yi köşeye sıkıştırma çabası içinde olanlar şunu bilsinler ki, bedeli ne olursa olsun tüm kuvvetlerimizle karşısında duracağız. Eğer şimdi bunu yapmazsak, gelecekte bunu hiç yapamayacağız. Eğer duruşumuzu devam ettirirsek, bu koca cihan yine gönülleri fethedeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.