Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladığımız şu günlerde bilinen bir gerçeği yine gördük.
Filistinli kardeşlerimiz için yapılan miting ve Cumhuriyet coşkusu.

Her iki olayda da Türkiye dolayısı ile Türk Milleti şu iki şeyin altına kalın harflerle çizgi. “Bizi sakın hafife almayın, biz dağınık görünürüz amma milli bir meselemiz olduğu zaman tek vücut, tek yürek, tek yumruk olmasını biliriz. Biz dünyadaki mazlum milletlerin hamisiyiz, zulmün karşısında mazlumun yanındayız. Bizi karşısına almak isteyenler önce bir baksın dünyada bizden başka bu kadar kararlı bir millet var mı sonrada düşünsün “Biz bu milleti karşımıza alırsak başımıza neler gelebilir?” diye.

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, dost ta düşman da Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını görüyor, biliyor, hesaplarını ona göre yapıyor.

ABD bütün dünyayı tehdit ederek özetle; “İsrail’in karşısında olan bizim karşımızdadır” diyor. Peki bu tehdide boyun eğmeyerek,” İsrail savaş suçu işliyor İsrail’i savaş suçlusu olarak bütün dünyaya ilan etmeye hazırlanıyoruz” diyen, Filistin halkına her türlü maddi manevi desteği veren kim? Elbette Türkiye.
Bu Türkiye’nin resmen, “Orta Doğu’nun, Balkanların, Kafkasların lideri benim” ilanıdır. Doğrudur da. Bu coğrafyada ki ülkelerin beklentileri de bu yöndedir.

Bunun yanı sıra Türk Medyası (elbette bazıları hariç) tarihinin en büyük imtihanını verdi. İsrail’in Filistin’de yaptığı katliamı, soykırımı, insanlık dışı vahşeti, bütün dünyaya canlı yayında vererek, (bazı TV kanalları tek kelime etmedi) Filistin’de insanlığın öldüğünü, insan hak ve özgürlüklerin koca bir yalan olduğunu gösterdi.

İşte ülkemizin Cumhuriyetin 100. Yılında geldiği nokta. Siz daha dün el-pençe divan durduğunuz ülkelere kafa tutuyorsunuz, had bildiriyorsunuz, “sen herkesi tehdit edebilirsin ama beni tehdit edemezsin, seni savaş suçlusu ilan edeceğim” diyorsunuz.

Dünyada kaç ülke bu tavrı gösterebildi veya gösterme cesaretini ortaya koydu. HİÇ…

Hani bazıları diyorlar ya öldük, bittik, tükendik, mahvolduk. Hele hele beslenen ve fonlanan basın aldı sazı eline emperyal güçlerinin sazını çalmaya, söylemlerini dile getirmeye başladı.

Bizi takip eden değerli okurlarım daha önceki yazılarımızda Türkiye’nin dünyanın en demokrat, en özgürlükçü, insan haklarına en saygılı ülke olduğunu dile getirmiş ve bazıları tarafından da eleştirilmiştik. Buyurun bir bize bakın, bir de özgür dünya denilen sözde demokrasi ve insan haklarını savunan ülkelere bakın…

Filistin de çocukların ceset parçaları toplanırken, savunmasız masum siviller katledilirken, her türlü insani yardımdan mahrum bırakılırken, evsiz, barksız, anasız, babasız kalan çocukların çığlıkları kulakları sağır ederken, “özgür dünya!”, demokrasinin beşiği olan ülkeler ne yapıyor. Cevap basit! Netanyahu’nun eteğini öpme yarışına giriyorlar.

Dün, Rusya-Ukrayna savaşında Rusya’yı savaş suçlusu ilan edenler bugünlerde sus-pus, 365 km lik bir alana dünyanın en ağır, en modern silahları ile saldırıyorlar, uçak gemileri sahile demir atıyor, İsrail’e her türlü destek sağlanıyor, Gazze’de taş üstünde taş kalmıyor, canlı yayında tam bir soykırım yaşanıyor, Orta Doğu’da harita yeniden çizilecek diyen İsrail’e karşı herkes üç maymunu oynuyor, iki yüzlülük, alçaklık, korkaklık, şerefsizlik diz boyu.

İşte Türkiye böyle bir ortamda, CUMHURİYETİMİZİN 100. YILIINDA DÜNYANIN EN BAĞIMSIZ VE EN ÖZGÜR ÜLKESİ OLDUĞUNU GÖSTERDİ.

Köklü bir devlet geleneğine sahip olan Türkiye’ye yakışan ve olması gerekende budur. Düşünün bir kere 365 Km lik bir alana sığınan iki milyondan fazla insanın üzerine haçlı sürüleri vahşi hayvanlar gibi saldırıyorlar.

Nedenini Netanyahu açıklıyor; “Tanrının Krallığı İsrail’de kurulacak.” Hani Hamas’ın saldırılarına misilleme yapıyordunuz? Hani savunma hakkınızı kullanıyordunuz ne oldu? Takke düştü kel gözüktü mü?

Ve oyunu gören hemen hemen tek ülke Türkiye oldu. Tavrını da ne koydu.

Peki içimizdeki ABD uşaklarına ne demeli? Hiçbir şey. Şaşırdık mı? Tabi ki hayır. Onlar dün de uşaklıkta yarış ediyorlardı bugünde yarın da edecekler. Onları Allah’a havale ediyoruz. Filistin Halkının ahından ve bedduasından paylarını düşeni alacaklardır.

Unutmayalım; “HAYAT BİZE GİYDİRİLEN EMANET BİR ELBİSEDİR”