Samet CAN

Samet CAN

Türk Kültürü ve Kültür Emperyalizmi-2

Türk Kültürü ve Kültür Emperyalizmi-2

Dil, kültürün sonraki nesillere aktarılmasında lokomotif görevi görür. Dil canlı bir organizmadır ve bir milletin tarihî serüvenine eşlik eder. Zaman içinde gelişir, değişir ve başka dillerle etkileşime girer. Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar uzanan geniş coğrafyaya dilimiz de bizimle birlikte gelmiş, bizimle beraber fetihler yapmıştır. Geçmişten bize en büyük mirasımız dilimizdir ve bu mirasa sahip çıkmak en büyük meselemizdir.

İnsan bildiği kelime kadar düşünür, yazar ve var olur. Geniş bir kelime haznesi ifade kolaylığı sağladığı gibi kelimelerin ruhuna da vakıf olmayı sağlar. Geçmiş nesillerin bütün tecrübeleri dilde ve dilin kelime haznesinde mündemiçtir. Asırlarca işlenerek bugünlere ulaşan dilimiz, kültürümüzün taşıyıcısı ve en önemli parçasıdır.

Orta Asya bozkırlarından getirdiğimiz kelimeler Anadolu’da ve Rumeli’de varlığını koruduğu gibi telaffuzları yer yer değişiklik göstermiş, tıpkı üç kıtada at koşturan atalarımız gibi bulunduğu coğrafyaya ayak uydurmuştur. Yerel kültürlerden ve dillerden etkilenmiş ama bu etkilenme varlığına bir tehdit oluşturmamış aksine Türkçenin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Başka dillerden alınan kelimelere de Türk mührünü vurmuş, o kelimeyi Türk gözünden yeniden tanımlamıştır.

Orta Asya’dan beri bir imparatorluk dili olan Türkçe, kurulan bütün Türk devletlerinden izler taşır. Orta Asya’dan sadece öz Türkçe kelimeleri değil o coğrafyada kurduğumuz devletlerin tebaası olan Moğol, Tunguz ve Soğdlardan aldığımız kelimeleri de beraberimizde getirdik. Anadolu’dan Viyana kapılarına kadar uzanan serüvenimizde ise birçok Avrupa dilinden de kelimeler aldık ve Türkçenin kelime hazinesine yenilerini ekledik. Yaptığımız fetihler sadece toprak ele geçirmekten ibaret değildir, aynı zamanda kültürel bir meseledir.

Yüzyıllardır türkülerle, şiirlerle, efsanelerle, hikayelerle işlene işlene günümüze gelmiş ve geçmişle aramızda bir köprü olan dilimiz bugünlerde kültür emperyalizminin tehdidi altında. Kelime hazneleri daraltılan ve geçmişin varisi olmaktan uzaklaştırılan bir toplumun milli refleksleri de zayıflar. Milli varlığımızı korumamız dilimizi korumamızdan geçiyor. Merhum Oktay Sinanoğlu’nun dediği gibi “Türkçe giderse Türkiye gider.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR