Türk eğitim sisteminde felsefe
Eğitim kısa anlamda çocuklarımızı geleceğe hazırlamak, uzun ve derin anlamda ise “bireyin toplumda istendik davranış değişikliğinin sağlanması” olarak nitelendirilebilir. Büyüklere saygı, çevre bilinci, vatanına ve milletine aidiyet duygusu, toplumsal değerlere bağlılık, mesleki gelişim ve değişime ayak uydurma eğitimin bireyde temel hedefidir.
Her toplum kendi dinamik yapısına uygun olarak, gelişime açık, değişimi kabul eden, inanç sistemi ile barışık, temelleri bilimsel olan bir eğitim felsefesi oluşturmaya çalışır.
Günümüzde genel kabul gören eğitim felsefeleri:
Daimicilik: Daimici bir eğitimcinin amacı, öğrencilere rasyonel düşünmeyi öğretmek ve eleştirel düşünebilen zihinler geliştirmektir.
İlericilik: Evrenin ana gerçeğinin devamlılık değil, değişme olduğu ana tezinden hareket eder.
Temel Esasçılık: Bu kuramı savunanlar, öğretim sürecinin merkezine belli bir içeriği yerleştirmek bakımından daimiciler ile aynı görüştedirler. Bu tip sınıflarda öğretmenler bilgiyi esas olarak öğrencilerin not almalarının beklendiği dersler vererek aktarır.
Romantizm: Romantikler, bilginin tümdengelim yerine sezgi yoluyla kazanıldığına inanıyorlardı. Bu, farklılaşmaya odaklanan öğrenci merkezli bir felsefedir.
Yeniden Kurmacılık: Eğitimi, çağın bunalımlarını gidermek üzere toplumu bir yeniden düzenleme programı veya girişimi olarak ele alır.
Çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakmak, günümüz toplumunu yüksek refah seviyesine ulaştırmada eğitim olmazsa olmaz bir araçtır.
Mirasına sahip olduğumuz toplum bizden; Kadim kültürümüzün getirdiği, coğrafi etki alanımızda bulunan komşularımız ile etkileşimli, inanç birikimimiz ile birlikte entelektüel düşünmeyi sağlayan ve geleceğe yön veren bir Eğitim Felsefesi oluşturmamızı bekler.
Eğitime kültür ve bilimsellik, kimlik katar. Kültür ve bilimsel birikim bağlamında birbirinden kopuk bir eğitim sistemi hedeflenirse yetişen nesil kimlik bunalımına girer. Bu da toplumun geleceğinin kurgulanmasında sıkıntı oluşturur. Muhakkak eğitim kurgulayıcıları politika belirleyiciler içinde bulundukları toplumun öz değerlerinin, kimliğinin geleceğe aktarılmasını isteyecektir. Milletleri yaşatan öz kimlikleridir. Bu kimlikler de eğitim yoluyla yaşatılır.
Eğitim hem toplumu medeniyet yönünden geleceğe hazırlarlar hem de kültür yoluyla kimlik aktarımı yaparak geleceği hazırlarlar.
Türk ve Müslüman Anadolu toplumu olarak çocuklarımıza;
Kültürel değerlerine bağlı olmayı
Dilini (Türkçe) çok iyi kullanmayı
Eleştirel düşünmeyi
Gelişime açık olmayı
Özgün olabilmeyi Bilime sadık kalmayı ve yol edinmeyi Öğretebilirsek en büyük mirasımız o olacaktır.
Anadolu da bir söz vardır “Para Uçar gider akıl kalır” diye. Eğer aklınız yok ise yani donanımlı ve eğitimli bir nesliniz yok ise zengin olsanız neye yarar, eğer eğitimli ve yetişmiş bir nesliniz var ise fakir olsanız ne önemi var; mutlu olan akıl sahibi olandır. Tercih eğitim ve akıldır. Eğitimli ve akıl sahibi bir nesil hem kazanır zengin olur hem zenginliğini korur ve müreffeh yaşar, yaşatır.
Kısacası Eğitim felsefesini oturtamayan toplum ve milletler hep mahkûm olacak ve mahkûm olmaya devam edecektir.
Saygılarımla