Televizyonun çocuk üzerine etkisi
Televizyon günümüzde halen en yaygın kullanılan kitle iletişim araçlarından biridir. Televizyon çeşitli yaş gruplarını çeşitli programlarla etkiler ve beyinlerine işler. Günümüzde televizyon her konumda bulunur. Yolculukta, hastane odasında, cep telefonlarında, otobüslerde ve evlerde bulunur. Teknoloji gelişmesiyle televizyonun eski havası kalmasa da günümüzde hala her evde bir tane var. Televizyon hem görsel hem işitsel kitle iletişim aracı olsa da insanları sanal bir dünyaya inandırır. Televizyon, sanal dünyasını gerçek sanan bireyleri en çok da çocukları olumsuz etkilemektedir. Araştırmalara göre televizyonun etkileri kültüre göre değişiklik göstermiştir.
Televizyonun var olduğu ailelerde çocuk televizyonun tam ortasına doğar ve uzak tutmak çok mümkün olmaz. Okul öncesi dönemde çocuk televizyonu sosyal çevresi olarak değerlendirir. Böylece televizyon çocuğu yetiştirir diyebiliriz. Bireyin sosyalleşmesi ailede başlar. Daha sonra okulda devam eder. Birey toplumsallaşmada birçok faktörün etkisi altındadır. Sinema, kitaplar ve tiyatro gibi kitle iletişim araçları oldukça önemli işlevleri vardır. Günümüzde hala çocuklar televizyon karşısında saatler geçirdiği için, çocukların toplumsallaşmasında televizyonun yeri büyüktür.
Televizyon çocuğun etrafını tanımasında etkin rol oynamaktadır. Çocuk televizyondan gördüğü iyiyi kötüyü etrafındaki aile büyüklerine veya arkadaşlarına aktarır. Okul öncesi dönemde çocuk evde zamanının büyük bir çoğunluğunu televizyon veya internet başında geçirir. Böylece çocuklar gerçekle sanal dünya arasındaki bağı kuramaz. Televizyon programları yoğun şiddet içermesi çoğu tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bireyler şiddet içerikli yayınlar izlediğinde aynı eğilimleri gösterdiği bilinmektedir. Son yıllarda internet nedeniyle etkinliği azalsa da hala belirli kitlelere yönelik mesaj verme ve kitleleri yönetme yetkisi vardır.
Televizyon her programı herkese yönelik sunmaktadır. Bu demek oluyor ki çocuk ve yetişkin ayrımı yapılmamaktadır. Küçük yaşta çocukların yetişkin yapımları izlemesi zihinsel ve davranışsal tepkiler göstermesine neden olur. Televizyon yetişkinlerin ve çocukların dünyalarını birbirlerine yaklaştırarak merak duygularını kaybettirmeye başlar.
Televizyon çocuklar için sanal ve gerçekliğin ayırt edilmediği bir dünyadır. Bu dünyaya yaklaşık olarak birey 3-4 yaşında başlar. Çocuğun önüne kocaman bir dünya konulur. Bu dünya şiddet, cinsellik, ölüm gibi görmemesi, bilmemesi gereken konularla dolu bir sürü program ve çizgi filmi barındırır. Çocuk hayatı televizyon ile tanımaya başlıyor. Gerçek hayatta da savaş, şiddet olduğunu düşünerek o duruma yönelik davranışsal tepkiler kazanıyor. Bu tepkiler programdan aldıkları parçaları birleştirerek ortaya çıkıyor. Bu sebeplerden dolayı ailelerin çocukları her ağladığında veya yaramazlık yaptığında ona televizyonu açmaması gerekir.
Ebeveynlerin kitle iletişim araçlarından en önemlilerinden biri olan televizyonu çok bilinçsiz bir şekilde kullandıklarını ve çocuklarını bu alete yakınlaştırdıklarını görürüz. Anne ve babalar için o an çocuğun yemeğini bitirmesi veya kendi işinin giderilmesi için başvurulacak ilk kaynak televizyondur diyebiliriz. Televizyon birçok ailenin gözünde bakıcılık işlevi taşımaktadır. Ebeveynlerin bu denli bilinçsiz olması çocuğu doğrudan etkilemektedir. Bu yüzden ebeveynler bilinçlendirilmelidir. Çünkü Ebeveynler çocukların rehberidirler. Ebeveynler çocuklara daha fazla vakit ayırmalı onların sosyalleşmesi konusunda yardımcı olmalıdırlar. İş, stres vs. gibi nedenlerden dolayı çocuğu baştan savmak için televizyon bir kurtarıcı araç olarak kullanılmamalıdır.