Tek Suçlu ‘O’
Siyasilerin kurduğu cümle, mensubu olduğu partiye mi mal edilmeli?
Öncelikle bir soruyla konuya başlamayı uygun gördüm. Siyasetin son zamanlarda kızıştığı herkesin malumu. Oy kaygıları, baraj kaygıları, söylenilmeyecek ifadeleri de söyletiyor. Ne koltukmuş arkadaş diyenler olabilir aranızda ama, bu söylediğim gerçeği değiştirmiyor.
Bazıları marjinal kesimin oylarına talip, bazıları beyaz Türker’in oylarına talip, bazıları da topunun oyuna talibim diyor. Peki, halk bu hikayenin neresinde? Bizden habersiz, bizi temsil ettiklerini söyleyenler var aramızda.
Mesela doğu ve güneydoğu bölgelerinde olan kardeşlerim bana şu ifadeyi kullanıyorlar ‘Biz Kürt olabiliriz belki ama, Kürt partisiyim diyen siyasi oluşumun bizimle ilgisi yok. Onların kendilerine ait üst akılları var’ diyor. Diyarbakır’da yaşlı bir nine ‘evladım hükümet kanı durdurdu, bu partinin başkanı insanları sokağa davet etti, kırk kişi öldü’ diyor.
İfadelerin içeriğine baktığımızda dün ve bugünü yaşayanların gerçeği gördüğünü hissetmemek elde değil.
Peki bütün bu söylemler, siyasilerin kurduğu cümleler kimi temsil ediyor. Bazı gazetelerde ve televizyon kanallarında ‘dününü unutma, oyunu ona göre kullan’ mesajları verilmek isteniyor. Dün kandan beslenen bir parti, bugün hiçbir şey olmamış gibi konuşuyor.
1984 yılından sonra ortaya çıkan terör 21.800 PKK’lı, 5.500 polis ve asker 1.500 Sivil öldürdü. Maddi anlamda ülkenin kaybettiklerini ise anlatamıyoruz. Siyasi bir oluşum olarak meydanlara inen bu kişilerin bir üst akıl tarafından yönetildiğini, hiçbir surette bir dava arayışı olmadığı gözler önünde.
Siyasi aktörlerin bölünmüş bir siyasi tezat yerine ‘Türk-Kürt Kardeş Partisi’ gibi Türk bayrağına yabancı olmayan, milli ve İslami değerleri öncelik olarak gören bir oluşum içerisine girilmiş olsaydı, sanırım şuan ki gibi tartışma ortamından uzak bir hal alacaktı.
Fakat üst akıl mensuplarının böyle bir kardeşlik çağrısı neredeyse imkansızdır. Bunun yanında doğu illerinde Türk bayrağından yoksun bir miting alanı varken, batı illerinde herhangi bir kişi bir eline kendi bayrağını, diğer eline de Türk bayrağını almaktan geri kalmıyor. Kısaca üst akılın verdiği tüyolar sayesinde farklı bir senaryo uygulanıyor.
Yüzdelik barajı geçemeyen parti, bundan çok kısa süre önce AB’nin desteğini arkasına almış olacak ki, 9 milyon liralık bir reklam harcaması yaparak medyada yer alıyor.
Şimdi yazımızın başında ifade ettiğimiz soruya dönelim.
Eğer ki bir parti lideri biz kardeşlik istiyoruz diyorsa ve arkasından insanları sokağa davet ediyorsa…
Eğer ki bir parti lideri ben domuz eti yemedim yalan haber diyorsa,
Eğer ki bir parti lideri taksim işçinin kabesidir ifadesini ben kullanmadım diyorsa,
Eğer ki bir parti lideri ben diyaneti kapatalım demedim diyorsa… sa, sa, sa
Peki bay parti lideri bunları sen dememişsen partin mi demiş oluyor… bu ifadelerin senin cenahından çıktığı belli…karar vermek lazım, sen mi parti mi.
Anlaşılan siyasallaşan bay parti lideri, imralı mahkumunu da unutturmak istiyor. Evet kısaca adın FD değil, onu anlıyoruz ama , söylermisiniz sizin adınız ne. Biz insan öldürmelerine karşıyız diyorsunuz, ya hu öldürdünüz ya diyoruz, o biz değildik diyorsunuz…
Van da musluklardan kan akıttınız diyoruz, o yine biz değildik diyorsunuz. Sanırım seçmen sizi tanıyamamış. Ben sizi tanıtmayı yerinde buluyorum.
Siz açılım projesini Ak Partiye rağmen başlattınız. Ak Parti böyle bir şey asla istemedi. Hatta siz açılım için akil insanları oluşturdunuz, ak parti sizin akil insanlarınıza dahi itibar etmedi. Siz silahı bırakın dediniz, ak parti silahları gömdü, ya da gömer gibi yaptı…Ak parti mensupları domuz etinden oluşmuş kahvaltılar yaptı, siz günah dediniz. Ak parti bu ülkede Diyaneti kapatacağız dedi tek siz karşı çıktınız. Siz bu ülkenin diyanet işleri başkanı islam ümmetlerinin lideridir dediniz, Ak parti sırf oy kaygılarından ! dolayı diyanet işleri başkanlığının aracına saldırdı, ama kutluyoruz sizi… Diyanet İşleri Başkanına vermek istediğiniz uçak karşısında Ak Parti bir şey diyemedi.
Sayın parti lideri siz sanırım Ak Partiye rağmen bu ülkede kardeşliği inşa ettiniz. Kutluyorum sizleri. Biraz daha ileri gidiyorum AK PARTİ bu ülkeye 1984 yılından beri kan kusturdu 30 Bin insanın ölümüne sebep oldu, siz kızılcık şerbeti içip kan kustunuz ve taşın altına gövdenizi sokarak açılım dediniz…sayın parti lideri sizi kutluyorum.
Meydanlara inen, açılışlar yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gelince. Başbakan olduktan sonra Köşke kuruldu, sonra Ak Saraya kuruldu sizleri de bizleri de unuttu. Sesini bile duymuyoruz artık televizyonlardan, eski cumhurbaşkanlarından hiç te farkı yokmuş, bunu anladık. Meydanlara inmiyor! İnşa ettiği Türkiye için artık kaygılanmıyor! Mazlumun sesi olmuyor, İslam ülkelerinin lideri olmuyor. Hatta İslam devletlerinin lideri onu değil, sizi davet etmiş, verin bize sayın parti liderini beş yılda süper güç yapsın bizi demişler sizin için…bizler yanlış anlamışız. En son Hakkari’de açmış olduğunuz havaalanı için de ayrıca sizi kutluyorum. 99 kez Ak Partinin saldırı uygulamasına rağmen o kurdeleyi kestiniz. O ilk uçağı indirdiniz. AK PARTİ bu başarınızı nasıl da seyretti… gidilmedik il bizim değildir dedin ya sayın parti lideri, helal olsun… sen o illere gittin hizmet götürdün, kaynak götürdün… bu Ak Parti o illerde oluk oluk kan akıttı 1984 den beri.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.