Tarihten Ders Çıkaralım
Kastamonu, Sinop ve Bartın'daki aşırı yağışlar sonucu meydana gelen sel ve yanlış yapılaşmanın sonucunda, yürekleri yakan manzaralarla yine karşı karşıya kaldık!
Sel tehlikesini bilmemize rağmen yıllardır dere yataklarına ev yapmakta ısrar ettik. Önlem de almayınca büyük felaketlerle karşı karşıya kaldık.
Malumunuz hemen hemen her yıl böyle üzücü hadiseler yaşar olduk.
Çözüm üretmek yerine hala doğayla inatlaşmamızdan dolayı da canlarımız yanıp gidiyor!
Peki eski uygarlıklar bu sorunlara karşı hangi çözümler üretmiş, nasıl bir ders çıkarmış onu göz önünde bulundurmak lazım.
Geçtiğimiz aylarda bir program kapsamında Diyarbakır’da idim. Gezi sırasında
Ergani ilçesindeki 10 bin yıllık bir geçmişe dayanan ve tarıma ilk başlanılan yer olarak bilinen tarihi Çayönü’nü de görme imkanı yakaladım.
Sesverenpınar (Hilar) yakınlarındaki Çöyönü’nde bundan 10 bin yıl önce sel tehlikelerine karşın çok güzel bir çözüm bulunmuş.
Hemen yanından derenin geçtiğin evlerin temeline mazgal (ızgara) şeklinde boşluklar bırakılmış. Amaç, yağmur ve sel sularından evlerin zarar görmemesi. Herhangi bir taşkında evleri basan su, mazgallardan tahliye oluyormuş.
Ayrıca bu mazgallar, evde hava akımı sağladığı için doğal bir klima etkisi sağlıyormuş. Sıcak havaların etkili olduğu bölgede o dönemin insanları evlerde böylelikle serinleme imkânı da yakalıyormuş.
10 bin önceden sele ve taşkına karşı alınan önlem gerçekten hayret verici.
Mimar Sinan ise en şiddetli sellere karşı dayanabilmesi için köprüleri uzun ve çok gözlü olacak şekilde inşa etmiş. Yüzlerce yıllık köprüler hala ayakta iken, şimdiki çoğu köprü bir taşkında neden yerle bir oluyor?
Yüzlerce hatta binlerce yıl önce bu sorunlara kafa yorulmuş ve çözüm bulunmuşken, teknolojinin her türlü nimetinden yararlandığımız bu modern çağda bu üzücü olayların yaşanması bizleri üzüyor.
Osman Akdoğan
[email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.