Avrupa’nın artık maskesi düştü. Demokrasi edebiyatı yapan batının gerçek yüzünü herkes bir kez daha gördü. Referandumda ‘Hayır’ çıkmasını isteyen PKK, FETÖ, HDP’nin yanına bir de batı eklendi. İçişlerimize karışmaya kendine adeta bir görev sayan Avrupa ülkeleri şimdiler de sanki Türkiye’de yapılacak olan referandumda bir tarafmış gibi çalışıyor.
Türk bakanların gurbetçilerle buluşmasını engellemek adına her yola başvuran batı, Avrupa’nın göbeğinde, PKK terör örgütünün düzenlemiş olduğu etkinliklere gözümüzün içine baka baka izin veriyor. 
Bu saatten sonra tüm korkularınla yüzleşmenin zamanı geldi Ey Avrupa!.. Bu ülkenin içişlerine burnunu sokmaya çalışan, istikrarın ve yükselişin devamını engellemek için her türlü dalavereyi çevirenlerin alayının içişlerine biz de karışacağız. Bunu yaparken de sizin gibi fitne çıkararak değil, Avrupa’nın tüm şehirlerinde meydanlarda haykıracağız. Madem demokrasiden bahsediyorsunuz görelim ne kadar demokrasi savunucusu olduğunuzu.
Avrupa Birliği’nin çatır çatır çatladığı şu dönemde kendileri için çok önemli bir sorun olan dağılmayı durdurmayı bırakıp, Türkiye’ye karşı bir direniş içinde olmaları sizler için bir anlam ifade etmiyor mu?
Bugüne kadar Avrupa Birliği hayaliyle yürütülen pazarlıkların tamamının aldatmaca olduğunu Türkiye’yi almayacaklarını açıktan söylediklerine şahit oluyoruz. Bizi almayacaklarını en başından beri biliyoruz. Bugün bir Avrupa Birliği’ne girelim mi girmeyelim mi diye bir referandum oylaması yapılsa, inanın kesinlikle ‘girmeyelim’ şeklinde olacağını göreceksiniz. İngiltere kraliçesinin onay vermesiyle birlikte İngiltere bu bataklıktan kendini kurtaracak ama onlar batmaktan kurtulamayacak ve bizim de o büyük enkazın altında kalmak gibi bir niyetimiz yok.
Yıllardır anlattıkları Avrupa değerleri meğer ırkçılık ve faşizm üzerine inşa edilmiş nefret politikaları olduğunu son yaşadığımız Hollanda kriziyle birlikte en net resmi gördük. Böyle bir resmin içine ne de yakınında durmak gibi bir niyetimiz yok ve asla olamaz.
PKK’sı, DEAŞ’ı, PYD’si, DHKP-C’si, FETÖ’sü ve diğer tüm istihbarat maşalarınızla birlikte Türkiye’yi teslim alıp, diz çöktürme hayalleriniz 16 Nisan’da bu milletin öz evlatlarının sandık başında vereceği kararla cevabı gayet açık bir şekilde verilecek.
16 Nisan öncesi yaşadığını bu paniğin ve telaşın sebebini bu millet çok iyi biliyor. 15 Temmuz gecesinde yapamadıklarınızı şimdi bu referandum sürecindeki ırkçı ve faşizan politikalarınızla çok güzel tescilliyorsunuz. Türkiye’nin kutlu yürüyüşüne asla engel olamayacaksınız. Artık en büyük korkularınızla yüzleşme vakti geldi de geçiyor bile..
Bugün bin yıl önce atalarımız tarafından vurulan yumruğun sesinin yeniden diriliş vaktidir. Türk’e pusu kurulmayacağını, Türk’ten intikam alınmayacağını, Türk’e ceza kesilmeyeceğini, bu topraklarda ezanın dinmeyeceğinizi, bayrağın inmeyeceğini alem-i cihan bir kez daha şahitlik edecek. Tarih yeniden yazılacak, sizin bataklığa sürüklenirken, biz şahlanacağız.