Suriye’nin Geleceği Cenevre’de Değil Ankara’dadır!
Suriye meselesi, neredeyse on senedir hala bir çözüme kavuşturulamamış, milyonlarca insanın yerinden, yurdundan edilmesine neden olmuş, Aylan bebek gibi sabilerin canına mal olmuş bir insanlık dramıdır. Dünya bu konuya ekonomik, politik kısacası hesabi bir bakış açısıyla bakarken Türkiye insanlık, İslamlık çerçevesinde hasbi duruşun temsilcisi olmuştur. Elbette meselenin başından bu yana Türkiye’nin de yaptığı hatalar vardır. Fakat ülkemiz Suriye meselesinde hiçbir zaman bölünmenin, katliamın ve terörizmin tarafı olmamıştır.
Geçtiğimiz Salı gününde Suriye’nin geleceği hususunda Cenevre’de yapılan toplantı hem gülünç hem de dramatiktir. Gülünç olan tarafı zaten Suriye’yi bir mesele haline getiren küresel güç odaklarının şimdi barışın ve uzlaşmanın tarafı olarak kendilerini takdim etmeleri… Dramatik olan tarafı ise Dünya’nın büyük bir insanlık trajedisi karşısında şen aile profili çizmesidir.
Bugün Suriye’de Rusya ve ABD’nin ittifak edebildikleri nadir meselelerden biri de sözde SDG adını verdikleri Suriye PKK’sının devletleştirilme projesidir. Sömürdükleri petrol kuyularının başına sadık bir bekçi köpeği, korkuyla sindirdikleri Suriye halkının başına bela bir eşkıya çetesi, Türkiye’nin karşısına ise maşa bir devlet kurmak konusunda ABD ve Rusya yanlarına aldıkları piyon devletçiklerle anlaşmışlardır. Bugün birbirleriyle kıyasıya yarışan iki ABD başkan adayının bile, ortak vaatlerinden biri Suriye PKK’sına bir sözde devlet kurma projesidir. Türkiye bölgedeki gücü ve kararlılığıyla bu masayı yıkabilecek yegâne devlettir. Bugün Suriye’nin ve Suriye halkının geleceği Cenevre’den değil Ankara’dan geçer!
Artık Avrupa, Suriye meselesine katkı sunmadığı müddetçe mülteciler konusunda kendisine doğru bir akının başlayacağını anlamalıdır. Korana Virüs gündemi dünya sathından çekildiği anda Avrupa büyük bir mülteci göçüne uğrayacaktır. Bunun için Cenevre’den önce Ankara’nın kapısı çalınarak bu meselenin ortak çözümü konusunda masaya oturmaları mecburiyet haline gelmiştir. Üç maymunu oynayarak, Türkiye’nin sınırında kendini tehdit eden bir unsura göz yumacağını zannedenler geçtiğimiz senelerde içerde ve dışarda yapılan terörle mücadele vizyonundan gereken dersi çıkarmalıdır.
Ülkemiz dış politikada ki net ve kararlı duruşundan taviz vermeden, sahada ve masada güçlü tutumuna devam ettiği müddetçe meselelerin çözüm yerinin herhangi bir yer değil Ankara olacağı tüm dünyaya anlatılmış olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.