Faruk Gökyurt

Faruk Gökyurt

Söylem Değişmeli

Söylem Değişmeli

Artan şehir stresi ve belki de çağın gereklilikleriyle yalnızlaşan insanoğlunun gün geçtikçe daha çok şiddete yöneldiği ortada. Maalesef ki artan şiddet olayları günlük yaşantımızda günün her saati her mekânda karşımıza çıkabiliyor. Trafikte, okulda, hastanede, sokakta, iş yerinde hemen hemen her yerde psikolojik ve fiziki olarak şiddete maruz kalabiliyoruz ya da şiddete tanıklık yapabiliyoruz.

Peki, şiddeti en aza indirmek ya da tamamen hayatımızdan çıkarabilmek için neler yapılmalı. İşte bu hafta kaleme aldığım haberimde Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer ile bu konu hakkında söyleşi yapmıştım. Biraz o habere göz atarak Sümer'in şiddetsiz bir toplum için neler yapılması gerektiği hakkında önerilerini tekrardan hatırlamakta fayda var.

Sümer, kaleme aldığım haberimde kitaplardan, TV dizi filmlerinden ve sinema yayınlarından nefret söylemlerini çıkarmamız gerekiyor önerisinde bulunmuştu. Özellikle genç neslin şiddetten uzak durması gerektiğin vurgulayan Sümer, Toplumda görünen şiddetin yanında bir de görünmeyen şiddet çeşitleri bulunmaktadır. İntihar olayları artmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmalıdır hatırlatmasını yapmıştı.

Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer haberimde, “Ders kitapları ve diğer yayınlardan nefret söylemleri çıkarılmalıdır. Şiddetin engellenmesi için örgün ve yaygın eğitim programları ve kamu spotlarından yararlanılmalı, yazılı, sesli, görsel ve sosyal medyadan destek alınmalıdır. Toplumda görünen şiddetin yanında bir de görünmeyen şiddet çeşitleri bulunmaktadır. İntihar olayları artmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmalıdır. Bazı yörelerde, kız çocukları önemsenmemekte, ihmalden dolayı ölmektedir” uyarısında bulunarak şiddet konusunda öncelikle genç nesli bilinçlendirilmesi hakkında önerilere değinmişti.

Sümer kaleme aldığım haberimde son olarak, “Kutuplaştırılarak, ötekileştirilerek insana yönelik şiddet yoğunlaştırılmakta, özendirilmektedir. İnsanlar gergin durumdadır ve şiddete yönelim artmaktadır. Ekolojik şiddet ve hayvana yönelik şiddette de tırmanış vardır. Cezalar caydırıcı değildir. Her şiddet eyleminin hukukta mutlaka bir karşılığı, bir cezası bulunmalıdır. Hapis cezaları, şiddet yapanı iyileştirmemekte, topluma kazandırmada etkili olmamaktadır” ifadelerini kullanmıştı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR