SORUN NİTELİKTE
Başbakan Binali Yıldırım, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi akademik yılı açılışı töreninde sınav sisteminde yapılacak değişiklikler hakkında açıklamalarda bulundu. Başbakan, “Bugün mezun olanların sayısı ile üniversitelerimizin kontenjan miktarı aynı. Üniversiteye girişin sınav stresinin azaltılması lazım. Çünkü ihtiyaç yok. Mezun olan sayısı da aynı, üniversitelerin sunduğu kontenjan da aynı. Sorun nerede? “ diye sormuş.
Şimdi sorunların nerede olduğuna dair tespitlerimden örnekler sunmak istiyorum.
Başbakan Yıldırım’ın da dediği gibi üniversitelerde herhangi bir kontenjan sorunu yok. Yaşanan stres te bundan kaynaklanmıyor zaten. Yani kimse X üniversitesinin Kümes Hayvanları Yetiştiriciliği veya Geleneksel El Sanatları gibi bölümlerine girmek için yarışmıyor, stres yapmıyor. Bu bölümleri tercih eden kişilere saygısızlık gibi anlaşılmasın. Sadece örnek vermek için bu bölümlerin isimlerini belirtiyorum. Maksadım buralarda okumak isteyenlerin zaten rahatlıkla girebildiğini söylemek.
Üniversite adayları arasında yarışın ve stresin yaşandığı yer neresi kısmına gelecek olursak, tıp, mühendislik, hukuk, sağlık bilimleri fakülteleri başta olmak üzere buralarda olduğunu söyleyebiliriz. Peki bu bölümler için neden büyük bir yarış var? İşte asıl sorgulanması gereken mesele burada. Kusura bakmayın ama günümüzde kimse büyük idealler uğruna üniversite okumuyor. İnsanlar mezun olunca iş bulabilecek miyim, gelir düzeyim ne olacak diye düşünüyor. Daha çocuk yaşlarda bunları düşünmeye başlıyorlar. Kendileri düşünmüyorsa da aileleri onlar için bunu düşünüyor. Böylece mesleki yetenek, ilgi, sevgi bir kenara konularak meslekten elde edilecek maddi kazanç merkeze yerleşiyor. Böyle olunca da eğitimli fakat mesleklerinde başarısız bireyler yetişmiş oluyor.
Yıllardır Eğitim Fakültelerine girebilmek için büyük bir yarış vardı. Ülkenin her bir köşesine Eğitim Fakültesi açıldı. Bunlar geleceğimizin teminatı çocuklarımızı eğitecek öğretmenleri yetiştirmek için kuruldu. Gelinen son aşamayı değerlendirdiğimizde Eğitim Fakültelerinden mezun olmuş milyona yakın öğretmen adayı bulunuyor. Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) ve mülakatların ardından yılda ortalama 30 bin kişi devlet okullarında öğretmen olmaya hak kazanıyor. Bir öğretmen açısından baktığımız zaman müthiş bir başarı bu. Eğitim Fakültesinden mezun olmak, KPSS’den yeterli puanı almak ve mülakatta diğer adayların önüne geçerek seçilmek başarısı küçümsenecek gibi değil.
Ancak son yıllarda geldiğimiz noktada ülkenin en temel sorunu olarak eğitim ve öğretmen yetiştirme programı gündeme getiriliyor. Bu durum şaşırtıcı değil mi? Hemen her ilde Eğitim Fakültemiz var. Bunlardan 1 milyona yakın mezun öğretmen adayımız var. Ve her yıl bunların içinden yaklaşık 30 bin tanesini seçerek görevlendiriyoruz. Eğitim tamam, sınavlar tamam, eleme tamam. Peki eksik olan ne ki öğretmen yetiştirmede sorun yaşıyoruz.
Aslında sorun en başta. Sorunların çözümü için niceliği artırarak nitelikli insanlar yetiştireceğini sananlar yanılmıştır ve yanılmaya devam ediyorlar. Eğer her yıl 30 bin öğretmen ihtiyacı varsa ve 1 milyona yakın öğretmen adayımız bulunuyorsa bunun tek bir açıklaması olabilir. Öğretmen yetiştirmede niceliğin bir artısının olmadığı ortaya çıkıyor. Her yere Eğitim Fakültesi açmak da bir çözüm yolu değil demek ki.
O kadar aşamadan geçmelerine rağmen hala kendileri sorgulanıyorsa Eğitim Fakültesi okuyan insanların başarılı bir öğretmen olmak gibi bir ideallerinin olmadığı, tek hedeflerinin gerekli sınavları geçerek atanmak olan bir topluluk olduğu ortaya çıkıyor. Bunu neye dayanarak söylüyorum, çünkü eleştirilen kesim Milli Eğitim Bakanlığının öğretmenleri.
İyi yetişmemiş olduğu söylenen 1 milyona yakın öğretmen adayımızın olması sorunların nicelikte değil nitelikte olduğunu göstermeye yetiyor. Anlaşılan üniversitelerde nitelikli bir eğitim verilmiyor ki mezunlar iş hayatında başarısız oluyor. İlgili yetkililerin yeni üniversite kurmak, bölümlerin kontenjanlarını artırmak için harcadıkları çaba ve kaynakları mevcutların niteliğini artırmaya harcamaları sorunların çözümü için atılan en doğru adımlardan biri olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.