Şiddet ve nedenleri
Türkiye’nin bitmeyen sorunu şiddet. Sokakta, evde, trafikte, iş yerinde, sosyal alanlarda her yerde var olan şiddet. Psikolojik ya da fiziki fark etmiyor. Günümüzde hayatımızın her alanında şiddete maruz kalıyor insanlar.
Gün içinde yaşadığımız şiddetin birçok sebebi var. Psikologların açıklamalarına göre bunun en büyük sebebi beklentiler oluyor. Psikolog Büşra Kiriş, geçtiğimiz aylarda kaleme aldığımız haberde beklentilerin şiddete dönüşmesini şu şekilde dile getirmişti: “Şiddete bireyler özelinde bakarsak. İş yeri gibi toplu hareket edilen ortamlarda şiddetin sebebi insanların beklentileridir. İnsanların karşısındaki de olan kişiler beklentileri karşılamazsa şiddet ortaya çıkıyor. İşyerinde özellikle kadınlara şiddet üzerine araştırma yapılıyor. Araştırma sonucu bakıyorlar ki, kadın suretine en çok uyan kadınlarda temizlik elemanı, sekreter, yardımcı hizmetler gibi kollarda çalışan çok sesi çıkmayan karar merci olmayan kadınlar. Çokta şiddet görmüyor. Eğer yönetici pozisyondaysa ya da sert bir mizacı varsa bu sefer durum değişiyor. Bu kadın daha fazla mobbinge maruz kalıyor. Özellikle iş yerlerindeki şiddetin sebebi beklentiye uymamak diyebiliriz.”
Yaşadığımız karmaşık şehir hayatı ve ekonomik sorunların yanı sıra birçok neden şiddeti artırıyor. Kiriş aynı haberde şehir hayatı ve artan şiddet olaylarını şöyle anlatmıştı: “Albert Ellis’in bir sözü vardır. ‘İnsanın kendisinden beklentisi çaresizliği oluşturur. Başkasından beklentisi öfke dünyadan beklentisi de ümitsizlik oluşturur’ diyor”
Sözleri ile anlatmaya devam eden Kiriş, “İkili ilişkilerde bile beklenen davranış gelmediğinde öfkeleniyoruz. Bu durumda şiddete dönüşüyor. Bunun içine birazda haklılık duygusu giriyor. Kendinizi haklı olarak görüyorsanız öfkeniz artıyor ve bu durum şiddete dönüyor. Bu dönüşüm aile içinde, toplumda, trafikte birçok yerde şiddete dönüyor. Doğal öfkeler ve şiddetler birazda uyum sağmak adına otomatikman yapılıyor. Örnek trafikte fazla kibar olursanız insanlar tarafından suiistimal olunacağı düşünülüyor. Haksız duruma düşmemek ve zarar görmemek adına kendini korumak adına bir savunma mekanizması oluşur. Bu tür anlık şiddetin asıl çözümü toplumun genel stresinin düşmesidir. Bu mümkün mü bilmiyorum. Bakıldığında büyükşehirler bu şiddeti artırıyor diyebiliriz.”
Şiddetin sebepleri bu şekilde tanımlanırken planlanmamış ani şiddetleri gösteren bireylerin kendi ifade edemediğini ve şiddetin altında anlaşılma isteği olduğunu vurgulayan Kiriş, Dışavurumlar anlık beklentilerden karşılanan tepkiler. Planlanan şiddetlerin altına bakıldığında ise anlaşılma isteği yapıyor.
O sırada yaşanan korkunç bir duyguyu tetikleyen bir duygunun anlaşılmasını istediği için uygulanıyor. Bu durum ya benim kaybımın ne kadar büyük olduğunu onlarda anlasın mantığı oluşuyor. Yaşanan tramvayı çevresindekilere yansıtarak kendini anlatmaya çalıyor. Bu söylediğimiz planlamış şiddetin açıklaması oluyor.”