Sevilay DEMİREL

Sevilay DEMİREL

ŞEHİT TORUNLARINA MI KAPILARIMIZI KAPAYALIM?

ŞEHİT TORUNLARINA MI KAPILARIMIZI KAPAYALIM?

Kaybedilmiş eşler,
çocuklar, anneler, babalar,
Öksüz - yetim kalmış çocuklar,
Terk edilmiş evler - yurtlar,
Yitirilmiş umutlar – hayaller,
Elde kalmış acı ve gözyaşı.
2011 yılında katil Esed’in zulmünden kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli mültecilerin sayıları bir milyona yaklaştı. 250 bine yakını çadır kentlerde kalan kalabalık Suriyeli aileler tek odalı çadırlarda iç içe geçmiş bir hayat sürüyorlar. Çocuklar yakıcı güneşi ve çadırların gölgesini arkadaş edinmişler. Büyük metropollerde yaşayan mülteciler ise dilencilik yapıyor, yada ağır çalışma koşulları altında yarım yevmiye ile çalışarak kendilerini şanslı azınlık olarak görüyorlar.
Bazı yazarlar, siyasiler ve vatandaşlar ise, özellikle Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Mardin ve Adana’ya yerleşen çaresizliğin pençesinde ki bu insanlardan rahatsız olduklarını dile getiriyor, ülkeye alınmamaları ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini savunuyorlar. Tabii bunun için de kendilerince gerekçeler bulup, nedenlerini bir bir sıralıyor, fakat bu insanların artık gidecek bir evleri olmadığını göz ardı ediyorlar, empati yapmıyorlar.
Suriyelilerin yaşadıkları bölgelerde toplumun huzur ve düzenini bozduğunu söyleyen vatandaşlarımız, sığınmacıların yoğunlukta yaşadığı kentlerde artan kira fiyatlarından tutun da, gıda ve giyim gibi ihtiyaç malzemelerine gelen zamlarında sorumlusu olarak yine bu zorunlu misafirleri gösteriyorlar. Zor durumda kalan, evsiz yurtsuz Suriyelilere hayvanların bile kalamayacağı 3 liralık evlerini 5 liraya kiralayan ev sahibini görmezden geliyorlar.
Savaştan, zulümden kaçan mültecilerin çaresizlikle örülmüş hayatlarında istedikleri tek şey yeni bir hayat, tek umutları ise komşu ve kardeş ülke Türkiye. Dün Çanakkale Savaşı'nda şehit olacaklarını bile bile Şam ve Halep’ten yardıma koşup vatanımız için şehit düşen, mezarları Çanakkale’de olan şehit Suriyelilerin torunlarına mı kapılarımızı kapayalım?
Dünyanın vahşi bir diktatörün, kendi halkını katlederken boş sözlerle kınaması yeterli değil. Yarın bizler yanı başımızda, kader birlikteliği yapmış olduğumuz bir ülke yok olurken, bir millet silinirken, insanlık ölürken “siz ne yaptınız” diye sorulduğu zaman gözümüzü ve kapılarımızı kapattık mı diyelim?
Eğer insansak ve Müslümansak, mazluma sahip çıkmalıyız.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR