Mesleğim gereği günümün 12 saatinde fazla vaktimi haber yazmakla geçiriyorum. Bunun yanı sıra boş kalan vakitlerimde ise haberleri okuyor ve ertesi gün maratonuna ve ilerleyen süreçte karşıma çıkacak olaylara bakış açısı edinmeye çalışıyorum.
Ancak bazı şeyler kabak tadı vermeye başladı.
Bu yazacaklarım kişisel fikrim değildir ve halkımızın taleplerini yazıyorum. Kendimi yazar olarak görmüyorum ancak halkın fikir sahibi olarak paylaşımda bulunmasına destek vermekteyim.
Bilindiği gibi 31 Mart 2019 tarihinde seçime gideceğiz ve sandıkta pek çok belediye adayı için oylarımızı kullanacağız.
Ancak geçtiğimiz gün Resmi Gazete'de yayımlanan atama kararına bakıldığında Merve Kavakçı'nın kızı Mariam'ın danışman olarak Cumhurbaşkanlığına atandığını görüyoruz.
Sorular şu şekilde;
1- Atama bekleyen onlarca kişide Cumhurbaşkanlığında görev alamaz mı?
2- Cumhurbaşkanlığında danışman olarak atanan sayısı kaç olmuştur?
3- Seçim öncesi bu nispet yapılır gibi neden yapıldı?
Sorular elbette düşündürücü ve bir o kadar da derin. Parti adı vermeden örnek verecektim ancak parti adı vermesem bile zaten kimden bahsettiğimi anlayacaktınız. 
Şu şekilde anlatıyım; AK Parti elbette kendi içerisinde CHP'li bir parti üyesi veya "bilinmeyen" konumunda olan birinin atamasını yapmaz. Çünkü halk arasında "herkes kendi adamına" sözü bu örnekleri pekiştiriyor.
Aynı süreçte CHP'li bir belediyeye gittiğinizde de aynı şekilde AK Parti'li göremezsiniz. Bunun örnekleri çok. AK Parti veya CHP ile örnek verdiğime bakmayın. 81 ili gezelim bakın daha ne örnekler var görün.
Ancak bu gibi atamalar veya görevlendirmelerin neden seçim öncesi böyle göze sokulur tarzda yapıldığı beni merak ettirdi.
Atama bekleyen komşu çocukları, amca yaşına gelmiş abilerimiz var. Bu yönde atamalar yapılırken veya personel alımlarında daha hangi sisteme bağlı kalınarak kamu rejimlerinden uzak kalınacağı aşikar.
Bu süreç umarım en kısa sürede aydınlanır.