Seçilmişlerin seçimi olur mu?
Her seçim döneminde olduğu gibi bu seçimde de aday adayı bolluğu yaşanıyor. Kimin elini sıksanız, kimle karşılaşsanız “merhaba ben x partinin y şehrinden aday adayıyım” diyerek bu seçim arifesinde kendini en iyi şekilde anlatmanın, tanıtmanın telaşına düşüyor.
***
Eminim ki sizin de çevrenizde çok sayıda belediye başkanı aday adayı bulunuyor. Birkaç güne bu aday adaylarını içimizde daha fazla göreceğiz bundan hiç şüpheniz olmasın.
***
Aslında bu durumu hiç mi hiç yadırgamamak gerek. Çünkü gerek genel, gerek ise yerel yönetimler için çok sayıda aday adayının çıktığına şahit olmak ülkemizdeki demokrasinin çok güçlü olduğunu kanıtlıyor. Düşünsenize vatanımızda bu anlamda bir baskı ve engelleme olsa bu kadar aday adayı olabilir miydi? Tabi ki hayır. Şimdilerde “yahu arkadaş nereye dönsek aday adayı ile karşılaşıyoruz” şeklinde yakınmak yerine halkı en iyi şekilde yönetmenin iddiasında olan aday adaylarının bu bolluğundan memnun olmakta fayda var. Demokrasiye, hak ve özgürlüklere inanıyorsak bunu kabullenmemiz gerekir. Onun için kişi hangi siyasi partiden aday adayı olursa olsun yönetime talip olan o kişileri tenkit değil tebrik etmeyi bilmeliyiz.
***
Ancak burada küçük bir eleştirim olacak. Kısa bir örnekle bunu size anlatacağım. Hatırlarsınız geçtiğimiz 24 Haziran milletvekili seçimlerini. O seçimde de yine pek çok sayıda kişi aday adayı oldu. Hatta çok sayıda mevcut belediye başkanı görevlerinden istifa ederek Meclis’e girebilmek için büyük uğraş verdi. Milletin iradesiyle 5 yıllığına göreve gelen, ancak koltuğuna sığamayan o belediye başkanlarından hiçbiri yanlış hatırlamıyorsam, aday olarak gösterilmedi. Şimdi ise bakıyoruz ki yerel seçimler için çok sayıda mevcut milletvekilinin adı konuşuluyor. Bazı milletvekilleri belediye başkanlığına göz kırpıyor, kendi kulisini yapıyor. Meclis’te halkı temsil eden sayın milletvekillerimizden adaylık beklentisi olanlar, kendilerine verilen bu görevi en iyi şekilde yapacaklarını da açıklıyor! Biz de halk olarak bu durumlara şaşkınlıkla tanıklık ediyoruz.
***
Sizce bu yaşananlar ne kadar etik? İnsanlar size önce milletvekili sonra ise belediye başkanı olmanız için mi oy verdi? Tabi ki de hayır!
***
İnsanlar, kendilerinin gerek Meclis’te gerek ise belediyelerde en iyi şekilde temsil edilmesi için oy verdi ve buna da sonuna kadar inanıyor. Zaten buna inanmasa oyunu sizden yana kullanmazdı. Onun için halkın oylarıyla halka hizmet etmek için gelen siz değerli yöneticilerimizin “bir seçim olsa da aday adayı olayım mı olmayayım mı?” diye düşünmek yerine “bana halk tarafından verilen bu yetkiyi görev sürem boyunca en iyi şekilde nasıl yapabilirim” telaşı içerisine girmelilerdir. En azından ben öyle düşünüyorum. Düşünsenize bir milletvekilimizin belediye başkanlığı için istifa etmesi binlerce kişinin Meclis’te temsil edilememesi anlamına geliyor. Belediye başkanlığı için de durum aynı. Bunu kim ister ki?
***
Hep bir ağızdan “demokrasi” diyorsak halkın sizden yana bu tercihine lütfen saygı gösterelim. Zorunlu veya kendi partinizin size verdiği görevler haricinde milli iradeyi yok sayıp görev değişikliği için girişimde bulunmanız bu halkı incitiyor bilesiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.