Yeni yaşam ve yeni hastalıklar
Gelişen teknolojiyle birlikte hastalıklarımızda da değişimler meydana geldi.
Bunun en çarpıcı örneği ise kullandığımız cep telefonlarımızı hayatımızın her dakikasına her yerine dahil ediyoruz.
Hatta onlar olmadan hayat sürdüremez hale geldik. Ancak bu davranışımızın maalesef bize olumsuz dönüşleri bir hayli hızlı gerçekleşti ve ciddi rahatsızlıklar şimdiden klinik vakalara dönüştü.
Öncelikle şundan bahsetmek isterim ki bizler de birer cep telefonu (Daha doğrusu cep bilgisayarı da diyebiliriz, bu cihazlar sundukları özelliklerle bizlerin ilk kullanmaya başladığı bilgisayarlardan çok daha fazla performansa ve özelliklerle donatıldığını düşündüğümüzde bu cihazlara cep telefonu deyip geçmek biraz haksızlık olur) kullanıcısıyız.
Kendimi bu sınıflamanın dışında tutmuyorum lakin bizlere nazaran cep telefonu ile yetişen bir neslin bu cihazları bizlere oranla daha fazla kullandığı ve onlarsız yaşamayı kabul etmediği göz ardı etmeyelim. Bununla birlikte bu cihazların tarihi geçmişi göz önüne alındığında yaklaşık olarak 20 yıllık bir mazisi olduğu da bir gerçek.
Teknolojik olarak ele alacak olursak bu cihazlar pek çok sanayi ürünüyle kıyaslandığında inanılması bir hayli zor gelse de çok hızlı gelişme göstermişlerdir. Bu gelişmeyle birlikte modern dünya insanının ihtiyaçlarının pek çoğu cebinize sığan bir cihaza entegre edilmiş ve yaşamın vaz geçilmez parçaları arasındaki yerini almıştır.
Teknolojik cihazların topluma entegrasyonunda ticari amaç güden üretici firmaların istemsizce üstlendikleri alıştırma kavramı sayesinde bu cihazlar gündelik yaşantıya öyle kavga dövüş etmeden, hiç adaptasyon sıkıntısı yaşamadan hayatımıza girivermiştir.
Az çok hatırlayacak olsak şurada daha 2000’li yıllardan önce bu kavram “cep telefonu” pek de alışa gelmiş bir cihaz değildi, yani yirmi yıl gibi insanlık tarihi açısından bir arpa boyu bile etmeyen zamanda milyarlarca insanın başucu aracı haline geldi.
İlk başlarda bu cihazların bizleri ne denli etkileyeceğinin düşünüldüğü hatta bu boyutlara gelebileceğini tahmin ettiklerini sanmıyorum lakin şuan geldiği nokta belki orta yaş gurubu için pek sıkıntılı olmasa da genç nesil ve sonrası için vahim boyutlarda olduğu da aşikar.
Daha yaşını henüz doldurmuş bebeklerin ellerine ebeveynlerinin iradeleri ile çizgi film izletilmek suretiyle tutuşturulan cihazlar onları beyin gelişimlerinde maalesef tamiri mümkün olmayan ciddi hasarlara sebebiyet vermektedir.
Bunun yanında özellikle daha bebek diyeceğimiz yaşlardaki çocuklarda zeka geriliği, organ yetmezliği, tembellik, mental bozukluklar, akıl yürütme becerisinin yoksunluğu, hafıza problemleri gibi gelecek nesilleri kökten bozacak sorunlara yol açmaktadır.
Bu cihazların sıkıntıları bunlarla da sınırlı değil yine gençlerde sıklıkla ortaya çıkan durumlara karşı tıp dünyasından gelen karşılık ise onların sorunlarını adlandırmak ve sınıflandırmak oldu. Bunlardan birkaçı şu şekilde:
Nomofobi: Kişi telefondan uzaklaştığında haber alamamaktan korkar ve panikler. Bu paniğinin yanında nefes darlığı, titreme, baş dönmesi gibi belirtiler de bulunmaktadır. İnsanlık olarak pek çoğumuz aynı duruma düşüyoruz, telefonumuzu bulamadığımızda az da olsa panik yaşadığımız aşikâr.
FOMO: Gelişmeleri takip edememe kaygısı, gelişmeleri kaçırma korkusu olarak bilinir. Birey herhangi bir gelişmeyi takip etmemenin kendisi için bir eksiklik olduğunu düşünür. Özellikle sosyal medyada arkadaşlarının durumlarını sürekli takip etme isteğinde olma halidir.
Ego sörfü: Teknolojiye düşkünlüğü olan insanlardan bazıları belirli süre aralıklarıyla kendi ismini internette aratıp, kendisiyle ilgili gelişmeleri takip eder. Bu insanlar ego sörfü denen hastalığa kapılmışlardır. Ego sörfü, online narsizm olarak da geçmektedir.
Google takibi: Bir kişinin çevresindeki kişileri sürekli olarak arama motorları aracılığıyla araştırması ve insanların neler yaptığını internetten sürekli incelemesidir ve bunu genelde gizli bir şekilde yaparlar.
Siberhondrik: Hastalık durumlarında doktor muayenesi yerine internette tedavi yöntemlerini araştırma ve uygulama hastalığıdır. Şu sıralar sağlık camiasının hemen hemen her kesiminden yapılan şikayetin başında bu google'lamak hareketi baş gösteriyor.
Photolurking: Özellikle herhangi bir sosyal ağ platformunda insanların fotoğraflarına saatlerce bakarak zaman geçirmek ve bunu sürekli yapmak.
Pek çoğu kişinin psikolojik bünyesine etkiliyor olsa da bunların yanında yakın zamanda yapılan bir araştırma ile artık biyolojik sağlığımız da bu cihazların yüzünden bir hayli tehlikede olduğu görülüyor. Yapılan araştırmaya göre: Her 6 telefondan biri dışkı içeriyor. Telefonun bir klozetten daha fazla mikrop taşıdığı sonucuna ulaşılmış. Gençlerin sıklıkla yaptığı alışkanlık olan telefonla tuvalete girme davranışı bu yeni tehlikeyi de toplumun kullanımına sokmuş bulunuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.