SADECE VALİ İLE KALSA NEYSE DE...
Vali... Nedense bu unvanı duyduğumda aklıma her daim merhum Valimiz Recep Yazıcıoğlu gelir. Eminim ki herkes de bu Valimizin ne kadar halktan biri olduğunu ve vatandaşları için 7/24 seferber olarak hiç gocunmadan hizmette bulunduğunu, söz konusu halk olunca sıkıntılarını hemen çözdüğünü bilir. Hiç yoktan bu hatıraları muhakkak ki duymuştur. Çünkü insanların gönlüne yaptıklarıyla taht kurmuştur.
***
Ancak bu örnek Vali Recep Yazıcıoğlu'nun üzücü ölümünün ardından başka örneklere rastlayamadık. Ya da affınızı isteyerek söylüyorum ben duymadım. Halbuki Vali görev yaptığı ilde hem hükümeti hem de devleti temsil ediyor. Onun için devletin sıcaklığını da devletin merhametini de üzerinde taşıması gerekiyor. Yetkili olduğu ilin sınırları içerisinde nerede bir ihtiyaç sahibi nerede fakir fukara garip gureba varsa onlara eli her daim uzanmalı. Vatandaşlar, sıkıntısını kolaylıkla iletebilmeli...
***
Yukarıda da anlattığım gibi vatandaşına sahip çıkmalı. Onların dertlerini dinlemeli, onların sevincine de acısına da ortak olmalı. Vali olmak bana göre bunu gerektirir. Zira o devleti temsil eden koltuklar keyif yapmak yeri değildir.
***
Bu konuda da Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde 81 ilin bir araya geldiği Valiler buluşmasında önemli bir açıklama yaparak Valileri uyardı. Valilere karşı vatandaştan şikayet aldığını anlatan Erdoğan, "Zaman zaman vatandaşlardan şikayet alıyorum. 'Valilerimiz alçak gönüllü değil' diyorlar. Arkadaşlar bu şikayetlere yakışan valilerimiz olduğunu sanmıyorum ama bir şeyler var ki bu şikayet gittiğim yerlerde bana kadar geliyor. Hepiniz bu konuda adeta toprak gibi olun. Asla bu konuda taviz vermeyin. Biz bu milletin hizmetkarı olmaya geldik" dedi. Herkes bunları duydu.
***
Evet sayın Cumhurbaşkanım benimde birkaç şikayetim olacak. Sadece Vali değil devletin hizmetinde olması gereken çoğu kurumun yetkilisi kapılarını halka kapatıyor. Vatandaş sıkıntısını anlatmak istese pek çok prosedürden geçiriliyor. Göstermelik kayıt yapılıp 'biz sizi ararız' denilip sonra galiba unutuluyor! Bu konuda çokça şikayetin olduğunu bizzat biliyorum.
***
Ben gazeteci olmama rağmen bazen görüşemiyorum. Çoğu zaman görüşme taleplerimiz, 'Beyfendi şuan çok yoğun. Biz görüşme talebinizi iletir size dönüş yaparız' deniliyor ama artık oradan sonra görüşmenin olumsuz olduğunu anlıyorsunuz.
Bu tartışmalar olmadan çoğu zaman düşünürdüm. Ben gazeteci olmama rağmen o koltuk sahipleriyle görüşemiyorsam. 'Bir sıkıntısı olan vatandaş nasıl görüşüyor' diye. Şimdi daha iyi anlıyorum...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.