Yine bir bayram geldi kapımıza uzun yorucu bir yıldan sonra ikinci dini bayram. Dokuz günlük bayram tatilini yaşadığımız şu günlerde hazırlıklar devam ediyor. İnsanları bayram telaşı aldı desek yersiz olmaz. Kimi memleketine gitmek için yola çıktı. Kimi evinde bayram hazırlıklarını yaptı.

Bu bayram Kurban Bayramı paylaşmanın, biri iki yapmanın, beraber olmanın bayramı. Gücü yetenler kurbanını keser ihtiyaç sahiplerine dağıtır. Bayramın ve kesilen kurbanların amacı paylaşmak olur. Kurban ibadetinin tarihçesi ise şöyle anlatılır; “Kurbanın tarihçesi, İbrahim (as.)’ın oğlu İsmail (as.) kurban edilmesine dayanıyor. Hz. İbrahim Allah’tan bir evlat talep etmişti. Allah’ta bu evladı Hz. İbrahim’e müjdeledi. İsminin İsmail olan bir erkek çocuğu olacağına dair müjde verdi. Uzun bir süre sonra Hz. İbrahim bu adağını unutmuş.

Allah Hz. İbrahim’in rüyasında bu adağını hatırlatıyor. Hz. İbrahim’de konuyu Hz. İsmail ile istişare ediyor. Diyor ki, yavrum rüyamda seni kurban edeceğim söyleniyor. Hz. İsmail ise güzel bir teslimiyet örneği veriyor. Ey babacığım sen sana emredileni yap inşallah beni sabredenlerden bulacaksın diye bir teslimiyet gösteriyor. Burada ben şunu anlıyorum. Allah’a itaat konusunda ibadet konusunda bir teslimiyet var. Allah görmüş olduğu bu teslimiyet karşısında onlara bir lütuf olarak bir kurbanlık koç gönderiyor. Ve Hz. İbrahim o koçu kurban ediyor” diye açıklanır.

Kurban Bayramı teslimiyetin yanı sıra paylaşmanın da adı olmuştur. Kurbanlar kesilir ihtiyaç sahiplerine dağıtılır. Bu sene ülkece çok acılar yaşadığımız afetlerden yara aldığımız bir yıl oldu. Özellikle Kahramanmaraş depremlerinden sonra ülkemizin Güneydoğusundaki 11 şehir büyük hasar gördü. Çok sayıda can kaybımız oldu. İşte bu paylaşmanın adı olan Kurban Bayram’ında depremzede kardeşlerimizi unutmamamız gerekir. Paylaşmamın ve kardeşliğin adı olan Kurban Bayram’ında özellikle afet bölgesindeki kardeşlerimizin yanında olarak tekrardan sizinleyiz demeliyiz. Kurban Bayramınız şimdiden kutlu olsun…