Özlenen Şampiyonluk
1910 yılında kurulan Türk futbolunun köklü kulüplerinden Ankaragücü, 2. Lig Kırmızı Grup'ta bitime 1 hafta kala TFF 1. Lig'e yükselmeyi garantiledi. Başkent temsilcisi ligin 33. haftasında deplasmanda ligden düşmesi kesinleşen Kayseri Erciyespor ile karşılaştı. Rakibini 4-1'lik skorla mağlup eden Ankaragücü, şampiyon olarak TFF 1. Lig'e yükseldi. Bu ifadeler 23 Nisan pazar günü akşamı, tvlerde, internet siterinde ve ajanslarda özlenen şampiyonluğu haykırıyordu. Kent olarak bu şampiyonluğa hasret kalmıştık. Armanın peşinden köy, kasaba demeden bütün zorlu şartlara rağmen giden ve takımına destek veren Ankara'nın güçlü çocukları nihayet hak ettiği şampiyonluğa 4 yılın ardından kavuştu.
Tribünlerde yıllardır söylenen "Yemin ettik gelecek güzel günler, yanacak meşaleler bestesi" Kayseri Kadir Has Stadyumunda nihayet gerçek oldu. Takımın şampiyonluğunu ilan ettiği Kayseri Erciyespor maçını, Ankara'dan giden basın mensupları olarak yerinden takip ettik. Güneşin doğuşuyla birlikte Kayseri'ye yola çıkan binlerce taraftarın coşkusu ve heyecanı görülmeye değerdi. Şimdi sizlere soruyorum deplasmandaki bir maçına 25.000 bin taraftarın gideceği ülkemizde kaç tane takım var. Kuruluş öyküsüyle, taraftarıyla her yönden Ankaragücü çok farklı bir takımdır.
KURULUŞ ÖYKÜSÜ
Kuruluş demişken kulübün tarihçesinden bahsetmeden olmaz. Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul çapında maçların yapıldığı İstanbul Ligi sürmekteyken savunma sanayisinde çalışan işçi futbolcular ile buralara işçi yetiştiren meslek okullarında okuyan gençler kendi kulüplerini kurmak için girişimlerde bulunurlar. İmalat-ı Harbiye Mektebinin son sınıf öğrencilerinden Şükrü Abbas öncülüğündeki Turan Sanatkarangücü ile Agâh Orhan öncülüğündeki Altınörs İdmanyurdu aynı tarihte, 31 Ağustos 1910 günü kurulmuştur. İki kulüplü bir birleşmeyle kurulduğu için kulübün kurucu iki başkanı vardır. Bu başkanlar Kazım Bey ve Hasan Muslihiddin Bey’dir. Daha sonra birleşecek olan iki takım ilk maçlarını birbirlerine karşı yaparlar. 4 Nisan 1911 günü yapılan maç 0-0 berabere devam eden maç çıkan olaylar nedeniyle tamamlanamamıştır. Bu dönemde sendikal faaliyette bulunarak işçi haklarını savunan çevrelerle kulüpler yakın temas halindedir.
Altınörs İdmanyurdu ve Turan Sanatkarangücü, kuruluşuna öncülük ettikleri Cuma Ligi’nde kesintili de olsa oynadıktan sonra I. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle oluşan yenilgi koşullarında spora ara vermek durumunda kalırlar. Kulüplerin tarihinde İstanbul’daki işgalcilerle yapılan maçlara dair bir kayıt bulunmaması, işgalcilerle maç yapılmasının reddedilmesiyle açıklanır. Kulüplerin etkin olduğu silah fabrikalarının yabancı askerler tarafından basılması ve Kuva-yi Milliye hareketine desteğin engellenmesi üzerinde kulüpler Anadolu’ya geçme kararı alır. Türk Kurtuluş Savaşı sırasında çok zor koşullarda orduya silah ve cephane sağlayan İmalat-ı Harbiye işçilerinin bazıları savaş sırasında hayatını da kaybedecektir.
Kazanılan bağımsızlığın ardından ilan edilen cumhuriyetin başkenti yeniden kurulurken, Ankaragücü’nün de temelleri atılır. 1920 yılından itibaren Ankara’da bulunan iki klüp 1922 yılından itibaren yeniden faaliyete geçer. Başkent Ankara’da ilk resmî futbol maçı 26 Ekim 1922 günü bugünkü Cebeci İnönü Stadyumu’nun bulunduğu yerde yapılan maçta Anadolu Sanatkarangücü askeri takım olan Talimgâhgücü’nü 2-1 yener. Başkentin gelişmesi ve özellikle işçilerin artmasıyla birlikte sonradan Ankaragücü adını alacak kulübe destek artar. Fabrikalar çerçevesinde dayanışma sandıklarıyla, işçi örgütleriyle birlikte gelişen kulüp sosyal alanda da faaliyet gösterecek, o dönemde ilgi çeken bir bando takımı kuracaktır.
Ankara’da kurulan ilk futbol ligi 1923-24 sezonuyla açılırken iki kulüp Anadolu-Turan Sanatkarangücü olarak birlikte katılır. Bu dönemden sonra çeşitli farklı isimler altında mücadele edilecektir. 1933 yılında bugünkü adı olan Ankaragücü adını alacak olan mahalli Ankara Liginde çok kez şampiyon olacaktır. Profesyonel milli ligin kurulmasıyla bugüne dek gelen macerasına devam edecektir.
ARMANIN ANLAMI
İmalat-ı Harbiye çalışanları tarafından desteklenen ve çalışanların bizzat oynadıkları Ankaragücü arması da kuruluşu ile örtüşen bir semboldür. İmalat-ı Harbiye yani günümüz anlamıyla savaş malzemesi üretimi yapan devlet menşeili kuruluşun adıyla paralel olarak yatık bir mermiden esinlenerek çizilen logo asaleti ve vatanı müdafaayı simgelemektedir. Ayrıca şehit veren iki takımdan birisi olan Ankaragücü, “Milli Mücadele” yıllarında ülkeye yaptığı hizmetlerle ön plana çıkmıştır.
* * *
Verilen emekler ve çekilen çileler boşa gitmedi. Nihayet Ankara'nın gücü 107 yıllık çınar TFF.1 Lig'de. Ne Sivasspor deplasmanında kar yağışı altında oynanan maçta yedek forma olmamasından dolayı ıslak formayla çıkan 20 yaşındaki onurlu genç futbolcuları unuttuk. Ne de kulüpte yiyecek bir şey olmadığı için yapılan menemeni unutmadık. Yakalanılan birlik ve beraberlik ile taraftarın güçlü desteği İsmet Taşdemir ve oyuncuların özverisi şampiyonluğu getirdi. Vakit kaybedilmeden gelecek sezonun çalışmalarına başlanılmalı ve Süper Lige nasıl yükselirizin planlaması yapılmalı . Çünkü Ankaragücü'nün asıl yeri Süper Lig'dir.
Emeğiniz için Teşekkürler Ankara'nın güçlü çocukları...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.