Ahmet Fidan

Ahmet Fidan

Osmanlıca Türkçenin nesi oluyor?

Osmanlıca Türkçenin nesi oluyor?

MEB’ınca geçen hafta Antalya’da gerçekleştirilen “Milli Eğitim Şurası” esnasında ve devamında öne çıkan “Osmanlıca Dersi”  gündemin ilk sıralarında yer aldı. Osmanlıcanın gündeme gelmesinde bazı çevreler hem rahatsız oldu, hem şiddetli tepki gösterdiler.  Verilen tepkilerden Osmanlı ve Osmanlıcaya karşı derin bir kin ve düşmanlık görülmektedir. 
Öncelikle Osmanlıcanın Türkçeden ayrı bir dil gibi algılanması kökten yanlış. Osmanlıca  ayrı bir dil değildir. Osmanlıca kökü mazide muhteşem bir medeniyet dilidir. Farklı ve bambaşka bir dil gibi yansıtılması ve tepki verilmesi idrak gecikmesinden ileri gelmektedir. Osmanlıcaya karşı olmak Türkçeye karşı olmakla aynı anlamdadır. 
Osmanlıcanın Türkçeden ayrı bir dil gibi algı yanlışlığının giderilmesi gerekmektedir. Şayet Türkçenin Osmanlıcadan farklı bir dil olduğu düşünülür ve ileri sürülürse delili ve madlülü batıl olan bir düşünce ile hareket edilir ve o da sonuca götürmez. Osmanlıca olmadan Türkçeyi öne çıkarırsanız fukara bir dil ile baş başa kalınır. Fuzuli, Baki. Nedim gibi devasa isimleri edebiyatımızdan dışlama gibi bir cinayete sebep olunur.
Cumhuriyet, reddi miras üzerine tesis edilmiş bir devlet politikası gütmüştür. Reddedilen mirasın içinde tarih, edebiyat, kültür sanat olduğu gibi toptan medeniyet mirasımızda bulunmaktadır. Böyle bir anlayışla medeniyetimizin asli ve temel unsurlarına sahip çıkmak yerine düşman nesiller yetiştirilmiştir. 
Reddi mirasın yerine ikame edilen batıcılık, yetişen nesilleri kimlik arayışına itmiş ve bunaltmıştır. Yeni nesiller kendilerini bunalımın kucağında bulmuştur. Derin hayranlık ve ideal olarak gösterilen batı normları ve değerleri gönüllerde bir boşluk bırakmış ve bırakmaya devam etmektedir.
Nesillerin, bir medeniyet dili olan Osmanlıcayı öğrenmeleri hiç değilse bir bakıma nesillerin mazisiyle kucaklaşmalarına zemin hazırlayacaktır. Tarihle aralarına örülen duvarların yıkılmasına sebep olacaktır. 
Osmanlıca karşıtları bundan rahatsızlar. Çünkü ideal diye yutturdukları kavramlar tükenecektir. Hayatiyet saydıkları üfürükten hedefler bir bir yıkılacak yerine hakikat ikame edilecektir.
Osmanlıca tartışmasında en önemli mesele, Türkçenin büyük bir medeniyet dili olduğu gerçeğinin kabul görmesidir.  Cemil Meriç’in ifadesiyle “Medeniyetin tek ölçüsü vardır: inana verdiği değer.”
Değerli yazar, düşünce adamı, dostum Yusuf Kaplan’nın konuyla ilgili bir değerlendirmesini paylaşmak isterim. 
“Düşünce, dille üretilir: Medeniyet diliyle… Medeniyet dillerini yitiren toplumlar düşünemezler, düşerler sadece: Hem başkalarının peşine düşerler, hem de yere, sere serpe…
Hâsılı kelâm, medeniyet dilini yitiren toplumların, dinlerini, hayat-dünyalarını ve düşünme yetilerini de yitirmeleri kaçınılmazdır.
Özetle, Batı uygarlığının temellerini ve sorunlarını, yanı sıra da, insanlığı neden varoluşsal bir bunalımın eşiğine sürüklediğini anlayabilmek için, Batı düşüncesinin klasik / kurucu ve çağdaş / koruyucu dillerini öğrenmek de, kendi medeniyet dilimizin ana kaynağı Kur"ân"ın dili Arapçayı öğrenmek de ve Türkçeyi yeniden medeniyet dili konumuna yükseltecek yorucu ama zorlu bir yolculuğa çıkmak da, esaslı bir medeniyet fikri geliştirmek için imal-i fikir"de bulunan bir kişi için zorunludur.”
Tanzimat’tan itibaren Batı’nın abeslerine itibar edilerek meydana çıkan alçalışın son bulması gerekmektedir. Alçalıştan çıkarak yükselmenin yolu eğitimden, yeni nesillerin temel değerlerine bilinçli bir şekilde sarılacak nesillerin talim ve terbiyesindedir. Osmanlıcanın mekteplerde okutulmaya başlanması doğru ve yerinde bir adımdır. Osmanlıca karşıtlarının düşünceleri ve gösterdikleri sebeplerin hiç biri gerçeği yansıtmamaktadır. Tünelin ucunda ışık göründü.
G Ü N Ü N   H İ K M E T İ 
“İslâm’da herşey dine bağlı olduğundan, İslam’ın kendisi de edep sayılmıştır.”
Cemil Meriç, Kırk Ambar
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR