Maalesef yıllardır sıklıkla duyduğumuz "okumuyoruz" ifadesini toplum olarak daha sık işitir olduk. Sizlere yıllardır ifade edilen işte şu ülkede 1 kişi şu kadar kitap okurken Türkiye'de bu sayı şu kadar gibi klişe ifadelerle durumu anlatmayacağım. Kitapçılara ve kitap fuarlarına sürekli giderim. Ortada sosyolojik bir durum var nede olsa .Kitapları incelerim yazarlarla sohbet ederim. Gözlem yaparım .Son derece güzel bir ortam. Yalnız bir de madalyonun diğer tarafı var gün geçtikçe kitapçılar ve kitap fuarlarına ilgi oldukça azalmış durumda.

Diğer bir ifadeyle okumayı bırakmış durumdayız. Bir kitap çarşısında orada bulunan esnaflarla sohbet etme fırsatım oldu. İşlerini yani kitap satışları sordum. Söylediklerini karşısında şaşırdım. Olduğu gibi ifadeleri aktarıyorum." Kitap satışı derken durumu ayırmak gerekir. Türkiye'de maalesef bir ayrım oluştu sınav kitapları ve romanlar. Sınav kitaplarına ilgi büyük diğer roman ve kitaplara ise ilgi her geçen gün azaldı." Dedi esnaflar aslında bu toplumumuzun kitaplara karşı bakışını özetliyor. Peki neden okumayı bıraktık. Sorusunun cevabı ne olabilir.
Elimizin altındaki akıllı telefonlar ,vaktimiz yok güzel kitaplar yok. Kitap okumuyorsun desek birine bahane çok. Ben sorunu aile yapımımızdaki değişimle açıklamaya çalışacağım. Eskiden sohbet etmeyi çok severdik. Aile bireyleri hep bir arada bulunur birbirleriyle sürekli iletişim kurardı.

Şimdilerde ise o çok sevdiğimiz 3+1, 4+1 evlerimizin odalarına kapanmış bilgisayar oyunları, telefonlar ,bilgisayarlar yani teknolojinin esiri bireyler meydana geldi. Yada tablo şu televizyon açılır aile bireyleri arasında iletişim yok dizi, eğlence programları büyük bir dikkatle izlenir. Her alanda olduğu gibi kitapları okumak yerine konularını okuyup yada uyarlaması olan filmlerini izliyoruz. Unutmayın bu her zaman yüzeysel olacak ve bizlere bir şey katmayacaktır. Hiçbir şey için geç değil okuma alışkanlığı için okullarımızdan tutunda evlerimize kadar yeni bir seferberlik başlatmamamız gerekir.

Evlerde aile üyeleri 1 saatte olsa toplanıp kitaplarını alıp hep beraber okuyabilir. Okullarımızda ise kitap okuma saatleri belirlenip kitaplar okunur üzerine tartışmalar yapılabilir. Kendimiz kolaya alıştırmayalım internetten yalan yanlış bilgiler yerine kitaplara yönelenim.
Televizyon karşısında yüzde doksanın üzerinde pasif durumdayız radyoda ise bu durum yüzde elliye yakındır. Kitap okurken ise tamamen aktif durumdayız. Tüm hayal gücümüzü kavramlarımızı ve zihinsel fonksiyonlarımızı hafızamızla birlikte seferber etmek durumundayız. Denemeye yeni bir başlangıç yapmaya ne dersiniz. Okumaya başladıktan sonra değişimi siz ve çevrenizdekiler fark edecek günlük konuşmalarınız bile değişecek.    
Kitap okumanın yaraları:

– Kitap okuma insanın düşüncelerini olgunlaştırır.
– Hayatta başarıya ulaştıran tek anahtardır.
– Kitap okuyan insanın konsantrasyon gücü oldukça fazladır.
– Kitap okuyan insan, algısı oldukça fazladır, bu ise okul ve iş hayatında oldukça büyük başarılara götürür.
– Kitap okuma insanın hayatını düzene sokarak, insanı büyük hantallıktan kurtarır.
– Kitap okuyan insan kültürlüdür. Ve nerede ne konuşacağını bilen bilinçli bir insandır.
– Kitap okuyan insanın bilgi dağarcığı fazladır ve böylece akıcı bir şekilde konuşma olanağı sağlamaktadır.
– Kitap okuyan insan hızlı düşünür.
– Okumak insanı yormaz, bilakis rahatlatma özelliğine sahiptir.
– Kitap okumak hayatımızı güzelleştirir ve insanlarla iletişimi artırır.

 Toplumumuzun bilinçli ve zeki gençlere ihtiyacı var. Lütfen çocuklarımızı okumaya karşı teşvik edelim. Unutmayalım Hz. Ali Efendimizde okumaya çok önem vermiştir ve “bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” cümlesi ile bunu desteklemiştir. Allah (c.c)’lü  Hz. Muhammed (s.a.s.) Efendimize  ilk “oku” emrini vermiştir. Fatih Sultan Mehmet ise, İstanbul’u fethettiğinde, büyük bir kütüphaneyi yanında götürmüştür. 
Okuyanlar iki misli daha iyi görür. (Maender)