Okulumuzun gülen yüzü
Allah'tan geldik ve yine O'na döneceğiz.[1]
Ölüm bir ayrılık değil, bilakis kavuşmaktır.
Peygamberimizin diliyle
“En yüce Dosta”
Mevlana’nın tabiriyle "Şeb-i Ârus" Düğün Gecesinde sevgiliye kavuşma.
Üstad Necip Fazıl'ın dediği gibi:
“Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber.
Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü peygamber?”
Üstad Necip Fazıl ile yakın dostluklarını bildiğimiz merhum Mehmet Akif İNAN'ın torunu, İNAN ailesi içinde karakter ve kişilik olarak Akif İNAN’a en çok benzeyenlerden biri olan ve dedesini çok seven, Büşra İNAN kızımız çok sevdiği dedesine ve Rabbine kavuştu.*
Onun mesleğine ve öğrencilerine olan aşkı, çok sevdiği öğretmen dedesine benzeyen önemli bir yönüydü. Daha evlenmeden gencecik yaşında aramızdan göçüp giderken, geride evladı gibi sevdiği yüzlerce öğrenci bırakan “Ana Yürekli Bir Öğretmen” olduğuna mesai arkadaşları olarak bizler şahidiz.
Mesai arkadaşlarından olan Nevzat hocam bakın ne diyor?
“Bir çok Sevdiğimi kaybettiğimde yaşadıklarıma eklenen yeni bir acı, Büşra İnan acısı.
Bir daha gülüşünü göremeyecek olmak, sınıfın kapısı açıkken, haylaz öğrencilerin bile can kulağı ile dinlediği o ders anlatışını duyamayacak olmak ve daha niceleri acıtıyor ruhumu.”
Şükran hocamız da:
“Burak’ın tabiri ile: “O bizim koordinatörümüzdü... O konuşurdu, kime konuşursa o onu dinleyecekti, araya girmek ne mümkün, önce onu dinlemeliydi muhatabı. 6-B, 7-B, 7-C, 8-B... herkes önce adam olacak sonra konuşacaktı...
Hayat her zamanki akışında akıp gidiyordu ve ben şimdi anlıyorum ki, kendine has tarzıyla Büşra hep bir adım önde gidiyormuş. Belki bu sebepten Yaradanına da bir adım önde kavuştu..”
Dostluğuna, kardeşliğine, fedakarlığına, cömertliğine ve o güzel gülüşüne doyamadığımız Büşra’mız, bize göre aramızdan çok erken ayrıldı. Ama giderken yine eli boş gitmedi. Elim bir kaza ile aramızdan ayrılmaya hazırlanırken geride bize, şuan sayısını bilemediğim kadar güzel, tertemiz, ebedî dostluklar bıraktı.
Mehmet Akif İnan’ın şahsiyetine yakışan, onun bıraktığı güzel mirasa sahip çıkan ve bu güzel mirası hakkıyla taşıdığına yakından şahit olduğumuz İNAN ailesinden unutulmaz dostlarımız oldu. Büşra gibi güzel bir evlat yetiştiren ailesine hayran olmamak, minnettar olmamak ne mümkün?
Her konuda bize en güzel örnek olan Peygamber efendimiz, evlat acısını yaşayan anne baba konusunda da en güzel örnek, en büyük teselli kaynağıdır. 6 çocuğunu elleriyle mezara koyan bir baba olarak, bu konuda gözü yaşlı anne babaların teselli kaynağıdır.
Acılar ne kadar büyük olursa, sabrının mükafatı da o kadar büyük olurmuş. Şu fâni dünyada bu acıyı erken yaşta tadan tüm anne babaların sabırlarının mükafatı, cennette ebedî olarak evlatlarından ayrılmamak olsun inşallah. Bu konuda efendimiz (sav)’in büyük sabrını ve vakur duruşunu kendine şiar edinen Hayati İNAN ağabeyin, sabrına, asil duruşuna, evlat acısını yaşayan bir babayı biz teskin etmemiz gerekirken, o güzel insanın bizi teskin ve teselli edişini ömrümüz boyunca unutmayacağız. Evlat acısıyla yangın yerine dönen Ana Yüreğine rağmen, vakur duruşuyla, kadirşinas tavırları ile dostluğun kadrinin hakkını veren Banu anneyi unutmayacağız.
Büşra’mızın, şu kısacık hayatında yaşarken de, bir hafta boyunca hastanede hayat mücadelesi verirken de, ölümüyle aramızdan ayrılırken de hep kıymetli, özel anların yaşanmasına vesile olduğuna şahit olduk.
Ailen, dostların, öğrencilerin, seni yakından tanıma fırsatı bulan hiç kimse sana doyamadı; Okulumuzun Gülen Yüzü !
İnşallah Rabbim, cennette erken ayrıldığın sevdiklerinden seni hiç ayırmasın.
Ruhun Şâd olsun.
Mekânın Cennet,
Makamın Âlî,
Komşun Peygamberimiz Olsun.
Biz Senden Razıydık, Rabbimde Senden, Hoşnut ve Razı Olsun.
_____
[1] Bakara, 156,
*15 Ağustos vefat Ankara, 16 Ağustos 2019 Şanlıurfa defin günü,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.