Geçtiğimiz 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda kendisine akademik hayalini soran televizyon sunucusu Simge Fıstıkoğlu’na “Almanya Köln Üniversitesi’nde tıp okumak istiyorum, ondan sonra da belki Alman vatandaşı olurum” cevabını veren kız öğrenciyi hatırlıyorsunuzdur.
***
Darüşşafaka öğrencisinin o ilginç cevabı herkesi çok şaşırtmış, üzmüş ve ülkede büyük yankı uyandırmıştı. Bu cevapla birlikte uzun süredir tartışılan milli eğitim sistemimiz eleştirilerin odağı olmuştu.  
***
Kız öğrencinin bu cevabından sonra ilk öz eleştiri Almanya’nın Köln şehrinde uzun yıllar yaşamış ilk, orta ve lise eğitimimi Köln’de tamamladıktan sonra o genç kardeşimizin hayali olan Köln Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş şu anda AK Parti İstanbul Milletvekilliği görevini yürüten Mustafa Yeneroğlu’ndan gelmişti. 

Sosyal medya hesabından eleştirilerini dile getiren Yeneroğlu, "Dünyaya ümitle bakan bir evladımız hayallerini gerçekleştirmek için Almanya'da okuyup Almanya vatandaşı olmak istiyorsa, başta biz siyasiler silkelenip derin derin düşünmek zorundayız. İlkelerde Türkiye ittifakı ile bu gençleri Türkiye'ye inandırmak en temel önceliğimiz olmalıdır" ifadelerini kullanmıştı.
***
Açık konuşmak istiyorum. Ülkemizdeki gençlerde yurtdışı hayali ne yazık ki giderek yaygınlaşıyor. Kimisi özellikle Avrupa’daki ülkelerde yaşamak istiyor, kimisi ise çok az da olsa bu genç kardeşimiz gibi o ülkelerden vatandaşlık almak istiyor! Kimi çocuklarımız da var ki Batı kültürünü yaşantısında iyice benimsemiş durumda. Vereceğim örnekle size durumun vahametini göstereceğim. 
***
Geçtiğimiz hafta Cuma akşamı 2 yaşına girecek oğlumu evimin yakınındaki bir berbere götürdüm. Tıraş sırasının bize gelmesini beklerken hemen sağımda oturan tahminimce 9-10 yaşındaki bir çocuk da babası ile bekliyordu. Muhtemelen okullar açılacağı için tıraş olacak ve yeni eğitim öğretim yılını yakışıklı bir şekilde karşılayacaktı.

Berber, tıraş sırası bekleyen çocuğa “saçını nasıl keselim” diye sorunca o genç arkadaşımız “Amerikan kes ağabey” cevabını verdi! Bir anda aklıma 23 Nisan’da Alman vatandaşı olmak isteyen genç kardeşimiz geldi. Durum karşısında bir hayli üzüldüm. “Türk sitili tıraşımız yok mu? diyecektim ama bir o anda kelimeler tükendiği için sessiz kaldım. Zaten orada bir şey desem de kimse aldırış etmeyecekti. Ardından sıra tıraş sırası bize geldi. Berber arkadaş “Nasıl keselim?” diye sorunca ben de yanları kısaltalım üstlerden de biraz alalım dedim. Ardından berberimiz “Tamam ağabey, o zaman Amerikan keselim” deyince söyleyecek söz bulamadım. Tamam ondan kes deyiverdim.   
***
Diğer kültürlerin özellikle gençlerimizi kendi kültürümüzden koparmaya başladığına bir kez daha üzülerek şahit oldum. Pazartesi günü itibari ile 2019-2020 eğitim öğretim yılı ülkemizde başladı.  Eminim ki ülkemizde öğrencilerimizin çok büyük bir bölümü “Amerikan sitili” denilen tıraşını olup Türk okuluna gitti! 

Burada bir an önce el atılması gereken büyük bir problem olduğunu düşünüyorum. Gençlerimiz zengin Türk kültüründen giderek uzaklaşarak popüler Batı kültürünü benimsiyor!
***

Türk diline değer kazandıran üstün bir bilgin ve devlet adamı olan Ali Şir Nevai, “Tarih içinde kalıcı olan milletler; ancak kültürü güçlü milletlerdir” der. Biz Türkler tarihimiz boyunca kültürümüze büyük önem vermişizdir, kültürümüzle var olmuşuzdur. Binlerce yıllık Türk kültürü dururken son zamanlarda gençlerimizin başka kültürlere meyil etmesi, özellikle Batı kültürüne özenmesi kabul edilebilir bir şey değildir.  

Sayın Mustafa Yeneroğlu’nun da dediği gibi başta siyasiler olmak üzere herkesin derin derin düşünmesi ve elini değil gövdesini taşın altına koyması gerekmektedir. Gençlerimizi Türkiye'ye ve zengin kültürüne inandırmak en temel öncelik olmalıdır.

***
Buradan sormak istiyorum. Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk ve tüm Milli Eğitim Müdürleri, idareciler gençlerimizin bu tercihlerini değiştirebilmek, Türkiye’yi ve zengin Türk kültürümüzü kendi öz evlatlarımıza yeniden tanıtabilmek için çalışma yapayı düşünmekteler midir?