Okuduklarınıza inanamayacaksınız!
Derdimiz, ABD dâhil dışımızdaki ülkeler de ne olup bittiği veya bir takım sapıklık ve sapkınlıkların oralarda nasıl olduğu kesinlikle değil. Ama çocuk dünyanın her yerinde çocuktur. Türk veya başka milletten olmasının zerre kadar önemi yoktur.
Bir yerde bir çocuğun çığlığını duysak hangi millettensin mi diye sorarız yoksa hemen ne oluyor diye yardımına mı koşarız?
Kendi ülkemizde olup bitenlere geçmeden evvel, ABD de bir çocuğun çığlığından bahsetmek istiyorum. Çünkü LGBT-İ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN taktiği bütün ülkelerde aynı. Dışarıda ne oluyorsa anında bizim ülkemize de sıçradığı bir gerçek.
Ne diyor 12 yaşında kız iken erkek olmaya zorlanan, daha sonra tekrar kız olan ABD kongresinde konuşan kız çocuğu; "çocukluğum mahvoldu, ilaçlarla kemik yapım erkekleştirildi. Aynaya bakamıyorum kendimi canavar gibi hissediyorum. Yanlış bedende doğduğuma inandırıldım. Güvendiğim yetişkinler ömür boyu dönüşü olmayan zararlar verdiler. İntihar etmekle karşı karşıya kaldım. Psikolojik danışman ebeveynlerime, "ölmüş bir kızınız mı yoksa canlı trans bir oğlunuz mu olmasını tercih ederdiniz" diye sordu. İki kere mastektomi ameliyatı oldum. Gelecekteki kadınlığımın büyük bir kısmı benden alındı. ABD de yapılan en büyük tıbbi skandalın mağduru olarak konuşuyorum. Savunmasız gençlerin, çocukların ve genç yetişkinlerin, benim yaşadıklarımı yaşamaması umuduyla konuşuyorum" diyerek, ABD Başkanının da hazır bulunduğu oturumda, çığlığını bütün dünyaya duyurmaya çalıştı.
Ayrıca, Kongre üyesi Hunt, "4 yaşındaki ve 2 yaşındaki kızlarım biyolojik erkeklerin önünde giyinip soyunmayacak. Bu saçmalık. Eğer biyolojik olarak eşit ve aynı olduğumuzu düşünüyorsanız siz tam anlamıyla kafayı yemişsiniz" ifadelerini kullandı.
Şimdi diyeceksiniz ki biz bunların hepsini biliyoruz, basından takip ettik tekrarına ne gerek var?
Var! Hem de milyon kez tekrarına gerek var. Niye mi? Sıkı durun o zaman!
11 YAŞINDAKİ BİR KIZ ÇOCUĞUMUZ, BİR HASTAHANEMİZE BAŞVURARAK, "CİNSEL KİMLİĞİMDEN NEFRET EDİYORUM, AMELİYAT OLUP, ERKEK OLMAK İSTİYORUM" diyor.
Ne yanlış duydunuz ne de yanlış okudunuz. Üstelik bir tane de değil.
Şimdi tekrar okuyalım ABD li çocuğun söylediklerini. Daha ağdalısı, daha katmerlisi bizim ülkemizde yaşanıyor. Ve üstelik cinsel kimlik bunalımı yaşatılan çocuklarımızın tam sayısını da bilmiyoruz. Sadece yüzlerce çocuğun başvurularını biliyoruz.
Peki, Kongre üyesinin sözlerine ne dersiniz? Bizim İslami terbiyeyi anlatan, milli kültürümüzün ifadesi değil mi? Hatta yedi yaşına gelen çocukların odalarını ayırın hadisi şerifini bir hatırlayalım. Kültürümüzün özünü teşkil eden edep ve haya yaklaşımlarımızı.
PKK terörü ne ise onun kat kat fazlası LGBT-İ terörünü düşünün. Daha önceden yine bu sutünlarda lgbt ile ilgili defalarca yazdık-çizdik-uyardık. Hatta bütün Türkiye çapında, "Aileni koru, nesline sahip çık" mitingleri düzenlendi. Bu konuda ki çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Ama demek ki yeterli olmuyor. Başta devlet olmak üzere herkes sorumluluğunun bilincinde olarak en yoğun bir şekilde lgbt terör örgütü ile mücadele etmeli, etmeliyiz.
Bir Dr. Psikiyatr arkadaşım, "ben lgbt yi öğrendiğim de üniversitedeydim ama bizim çocuklarımız ortaokulda hatta ilkokulda bunu yalan yanlış öğreniyorlar ve LGBT LOBİLERİ tarafından önce beyinleri sonra cinsel kimlikleri iğfal ediliyor". İşin en tehlikeli boyutu ise hala birçok aile, "abartıyorsunuz, bizim halkımızın bu tip şeylerle alakası olamaz" gibi benzeri söylemleri her fırsatta dile getirerek tehlikenin boyutlarını göremiyorlar.
Elbette bu mücadelede güzel şeylerde oluyor. Örneğin düne kadar doktorlarımız bu konuda konuşamıyorlar veya konuşmak istemiyorlardı. (tepki ve korku) Şimdilerde ise yavaş da olsa halkı aydınlatma konferansları vermeye başladılar.
Katıldığım bir konferansta, doktorlarımız, "3-5 yaş son derece önemli, bu yaşlarda çocuk ne ile şartlandırılıyorsa ona göre yönlendirilir. (okul öncesi eğitim). Sağlıklı bir cinsel hayat, sapkınlık ve sapıklıkların olmadığı bir gelecek, sağlıklı bir nesil için ailenin korunması, ailenin devamı, aileye sahip çıkmak" olarak değerlendirdiler.
Özetle LGBT lobilerine karşı en büyük silahın aile olduğu, çocuklarımızı korumanın yolunun, onlara anlayacağı bir şekilde anlatmak, cinsiyetlerine göre davranmak, ona göre bir rol madel belirlemenin en doğru hareketlerden biri olacağı vurgulandı. Cinsel kimlik bunalımlarının bir hastalık olduğu gerçeğini kabul etmek gerektiğini ifade eden uzmanlar, başta ABD deki lgbt lobileri olmak üzere Avrupa bunu hastalık olmaktan çıkardıklarını, normalleştirmek için milyarlarca dolar para aktarıldığını, hatta Türkiye de bulunan lgbt derneklerine parasal her türlü desteğin verildiği ifade edildi".
Oysaki birçok tedavi yollarının olduğu, son derece başarıl sonuçların alındığı bir gerçek. Ancak öncelikle bunun hastalık olarak görülmesi gerektiği uzmanlar tarafından belirtilmektedir.
Yine aynı uzmanlar, lgbt lobilerinin teşviki ile çocukların ilk önceleri bunu meraktan ve eğlenceli olacağını düşünerek yapmaya başladıklarını, sonraları cinsel kimlik bunalımına girdiklerini ifade ettiler.
Özellikle de cinsel kimlikle, cinselliğin ayrı tutulması gerektiği vurgulandı.
LGBT bir güvenlik sorunu haline gelmiştir. Türk Milletinin bu güne kadar yaşadığı en büyük tehlikelerden birisidir. Cephede düşmanı görür ya ölürsün ya öldürürsün ülkeni korursun. Ama bu lgbt sapkınlığı ailemizin içinde, çocuklarımızın baş düşmanı. Bunun içinde acilen çözülmesi gereken konuların başındadır.
Devletin desteği, ailenin hassasiyeti, medyanın sorumluluğu, cesur hekimlerimizin sürekli olarak tehlikenin boyutlarını ve korunma yollarını anlatan, çalıştaylar, uyarıcı konferanslar, makalelerle halkı aydınlatmaları, çocuklarımızı korumak için yapılan her türlü çalışmanın desteklenmesi öncelikle yapılması gerekenler olduğu bütün uzmanlar tarafından ifade edilmektedir.
Bunun bir tercih değil, kendi ile ilgili karar veremeyecek durumda olan çocuklarımızın yönlendirilmesi olduğu asla unutulmamalı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.