Neyi temsil ediyoruz?
Zor zamanlar olur her birimizin hayatında. Her birimizin farklı zamanlarda, farklı anlarda ve farklı konularda zorlandığı birçok konu olabilir. Gayet doğal ve insani bir olaydır bu. Fakat burada sergilediğimiz tavır çok daha önemli. İlk Türk Motivasyon konuşmacısı Saadet Özer, tıpkı bunlardan bahsetmişti. Hayatımın dönüm noktalarından sadece biri. ‘Zor zamanlarda kendimizi nasıl motive ederiz?’ diye sormuştu. Her gün, her sabah ve hatta her dakika motivasyon düşüklüğü yaşamadan kalabilmenin zor olsa da yolları olduğunu anlatmıştı. Daha önce zor şartlarda motivasyon eğitimi almıştım elbet ama bu kadar etkileyici bir sunum olmamıştı benim için.
Zordu ama yapılmayacak bir şey değildi. Günümüzde milyonlarca insan sabah uyandığı zaman mutsuz, umutsuz hatta hayattan bir beklentisi olmadan uyanıyordu ve nasıl uyanırsa bütün bir günü öyle geçiyordu. Hepimizin zaman zaman başına geldiği gibi. Zaman zaman söylediğimiz ‘Bugün kendimi iyi hissetmiyorum. Bugün hiç enerjim yok’ dediğimiz gibi…
İşte tam bu konular üzerine konuşmuştu Saadet Özer. Tüm salon sessizlikle, herkes kendinden bir pay bularak dinlemişti. Büyük bir sessizlik hakimken şöyle bir soru geldi ve ben hala oturup bu soruyu düşünüyorum. Soru şuydu: ‘Siz neyi temsil ediyorsunuz? Siz yaratılırken içinize bırakılan hediye paketi ne? Şu anda yaptığınız şeyi anlamlı kılan ne? Kişisel olarak, ailesel olarak, şirket olarak, ülke olarak siz neyi temsil ediyorsunuz? Ya da bir fırsat verilseydi neyi temsil etmek isterdiniz?’ Büyük bir sessizliği bozan bir soru dizisiydi bunlar. Bugüne kadar hayatıma hiç bu açıdan bakmamıştım. Çoğumuzun bakmadığını kanıtlayamam ama eminim. Sahi biz hayatımızda neyi temsil ediyorduk? Bu bir kişisel bilinçlenme bile olabilir.
O gün hayatımda bir ışığın yandığını hissettim. Tıpkı bu köşe yazımı okuyan kişilerde yanacağını düşündüğüm ışık gibi. Bizim sürdürdüğümüz ve istediğimiz bir yaşam var. Bazen sürdürdüğümüz şartlardaki hayat, istediğimiz hayat olmayabilir. Peki bu noktada biz hayatımız için neyi temsil ediyorduk? Bilmiyorum. Belki de uzun bir süre bunu düşünmem ve belki de hep birlikte bunu düşünmemiz gerekebilir. Bugün yaşadığımız hayat önümüzden hızlıca akıp gidiyor. Hayat durmuyor. Bekleyecek bir an bile yok. Soluklanacak bir dakika bile yok. Hayatın anlamını kavrayamadan geçen bir ömründe kimseye bir faydası yok.
Şimdi hep birlikte düşünmek için köşe yazımın içerisine serpiştiriyorum tohumlarımı. Henüz vakit varken hayatımızda neyi temsil ettiğimizi de bulmamız lazım diye düşünüyorum. Çünkü bulamadıkça hayatın da bir anlamı olmayacak. Bu zamana kadar benim gibi milyonlarca insan olduğunu varsayarsak milyonlarca insanın hayatı boşluğun içerisinde demektir. Çünkü ben bu soruyu duyup algıladığımda hayatımın bir boşlukta olduğunu hissettim. Sahi, siz soruyu duyunca ne hissettiniz? Yeniden soruyu serpiştirip bitiriyorum köşe yazımı. ‘Hayatınızda neyi temsil ediyorsunuz?’ bu sorunun cevabını tez zamanda kendime verip, sizlerle de paylaşacağım. Unutmadan kendinize dürüst olun. Vereceğiniz cevap her ne olursa olsun sizi yansıtsın. Benliğinizi ortaya koyun ve kendinizi kandırmayın. Çünkü hayat sizin hayatınız. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle…