Nerde kaldı Hoşgörü ve Diyalog
İhtişamlı görüntüler asırlar önce değildi, kalabalıklar, bolca ışıklandırılmış salonlar ve kendilerini çağın diyalogcuları ilan edenler birden diyalog karşıtı oluverdi. El öpmeleri dahi tarih sahnelerinde özenle yerini almışken paralelin hoşgörülü yapısı nedense birden silindi, yerini eleştiri aldı.
Çağın gerektirdiği gibi hareket eden, rüzgâra göre yelken açanlar ve oluşum dâhilikleri ile devlet içinde kendilerince bir devlet olanlar gitti, yerine sadece eleştirenler geldi. Fakat Gülen’in el öpüşü unutulmadı. Şimdi cumhurbaşkanının davetine adeta saldırı düzenleyenler, papayı buralarda görmek istemeyenler geçmiş zamanların el öpme korkusunu mu yaşıyorlar? Kendilerini biraz rahatlatmakta fayda görüyorum.
Türkiye büyük bir ülke ve büyük ülkenin İslam dünyasına yüzünü dönen kısmı kadar, Avrupa ile hesabı bitmeyen konuları var. Eğer büyük ülke olmamış olsaydı, Paralel yapının-CHP’nin-Çatı Adaylarını destekleyenlerin beklentileri sonuçsuz kalmazdı.17 Aralık beklenileni verir, iddia edilenler karşısında haklı olan halk değil kendileri olurdu. Böylelikle Papa tekrar gelir ve kutsal gördükleri o eli tekrar öptürürdü, belki de öptürüp gelirdi… Şimdi durum değişik Papa Hıristiyan dünyasının dini lideri olarak davet ediliyor davet edense İslam dünyasının yüzünü çevirdiği, kurtuluş olarak gördüğü ve meclis çatısı altında duran halifelik makamının tek yetkili ismi davet ediyor. Bunu abartmak, dallandırmak hatta ihanet vari cümleler sarf etmek mantığa aykırı değil mi?
Ülkemizin yönetim anlayışına baktığımızda İslam motiflerini hiçbir zaman es geçmeyen, ama modern yapının bütün olası durumları karşısında tepkisiz durmayan bir anlayış hakim. Ön yargılı insanların pergel gibi duran ayaklarına ne oldu? Bir ayağınız ilim-irfanda iken diğer ayağınız teknolojide-fende diyenler bu daveti geçmişlerine nazaran nasıl tepe taklak ettiler anlaşılır gibi değil. Değişen sadece kendi zihin dünyaları mı? Yoksa amaçlarını deşifre edenler nasıl adım atarsa atsın tahammülleri mi yok…
Özetle suçlu aramak yerine ihanet masalarında sarf ettikleri cümleleri, iftiraları ve günah işlerken yaptığınız günah diyecek kadar yüzsüzlüğü kimden buldular sorusu akla geliyor… Yoksa ihanet makamına yakın oturanların kilometrelerce yolu kat edip Cumhurbaşkanı ile -Diyanet İşleri Başkanı ile görüşmesine kafayı takanlar tedirgin mi oldular. Sizin ebedi dostlarınızı dost edinme niyetinde değiliz, onlara sizi soracak da değiliz, rahat olun dinimizi değiştirecek ihaneti zerre aklımızdan da geçirmedik, Haşa sümmü haşa dünyalık çıkarlar için kardeşi sırtından da vurmadık. Bu sebeple İslam dininin büyük ihtişamlı duruşunun farkında olan, Dünya Müslümanlarının tek ümidi durumunda olan Türkiye’ye gelecek olan gelsin. Hoş gelsin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.