Nasıl olmalı?
Ramazan arınma, yenilenme, halimizi, kardeşliğimizi, söylediklerimizi insanlığının saygı ve sevgisinin uygulamada görünmesinin ayı.
Allah’ın emrettiği görevlerden biri olmakla hazırlanmış şekilde karşıladığımız, yuvamızda, dostlarımızla dolu dolu yaşama gayreti. Geldiğindeki bizim arınma fırsatımızı, paylaşma gayretimizi, emanetçiliğimizin yaşama fırsatının en fazla müjdeli ayı.
Bu ayda örnek olma, Yaradanın emanetlerinin, emanetçiliğimizin başarısı ile benim deyip sıkıntımızı aşmadır.
Kulluğumuzun, es geçtiklerimizin tekrar tekrar gözden geçirildiği, âlemlerin sahibi Allah'ın hiçbir noktasında o mükemmelliği, ahesteyi yaradılışın noksansız işinde şükredip tövbelerimizin tekrarı olmamak şartıyla gönülden bütün bedenimizle, benliğimizle, fırsat bu fırsat deyip şükür ve af isteklerimizi amellerimizde doğruluyor.
Kıyam gününe ak yüzle gideceğimizin huzuruna gayretimizle, amellerimizle fırsat bilip yaşıyor muyuz? Yoksa sele kapılmış ramazanı karşılayan kurumların azalmasından, yok denecek kadar az iken nefsinin talimatları ile yılbaşı hazırlığı ve o günü yaşama telaşını, hayat tarzımızı, kurtuluşumuzu Allah'a ulaştığımızda, cennet isteme yüzümüzün olduğu, kul olma ve onu tercih edip yaşama gayretinin terazisine koyduğumuzda, vicdan ve bütün benliğimizle muhasebemizi yapıyor, amellerimizle yürekten şükrediyor muyuz?
Dünyanın en büyük imparatorluğunu, medeniyetini kuran, çağ kapatıp çağ açan, yokluğunu aradığımız, unutturulmak istenen atalarımız. Yeni yeni dizilere konu olması bile ne kadar tarihimizi unutturduklarını anlıyoruz. Hasretimizin büyüklüğünü anladık.
Sayın Abdülhamit Han'dan Filistin'i devlet kurmak için isteyene verdiği cevap;
“… Ne teklif ediyorsanız, Filistin onlardan daha kıymetlidir. Kudüs miracımızdır… Kudüs haremimizdir… Kudüs Selahattin Eyyubi’nin emanetidir… Yavuz Sultan Selim'in emanetidir… Peygamberimizin emanetidir…”
Ne yazık ki Osmanlıyı anma, kutlama gibi atalarımızla gururlandığımızı, medeniyetini, kültürünü, zaferlerini dolu dolu coşkulu anma programlarını özlüyoruz.
Atasını yeterince tanımayan yeni nesli neden bilmiyor diye mi, yoksa ne verdik ne istiyoruz diye eğitimimizi, kültür faaliyetlerimizi, mirasımızı, atalarımızı gurur içinde, çağ kapatıp, çağ açan gücünü yaptığı binlercesinin eksiklerimizi itiraf edip ortaya koymalıyız.
Yeni dünyada geleceği hazırlayan neslimizin kökleri ile lider, önder, ülkesini daha ileriye taşıyan, yeni dünya kurulurken sen en önde olmalısın.
Yerli ve milli ortak değerlerimizden biri de köklerimiz, atalarımızdır. Avrupalılaşacağız diye atalarımızı da yabancı kaynaklardan öğrenme yerine esas olarak kendi arşivlerimizi daha fazla yaygınlaştırıp, ders kitaplarına, ilmi çalışmalarda, araştırmalarda ağırlık vererek kimliğimizin gücüyle geçmişten ders alarak, geleceği daha güçlü, dünyaya lider, örnek araştırılan, takip edilen millet ve devlet olmalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.