Bedirhan Şahin

Bedirhan Şahin

Müslümanların Detoks Dönemi: “Ramazan”

Müslümanların Detoks Dönemi: “Ramazan”

Gökyüzünün maviliğinde hilali gördüğümüz an, kalbimizde yankılanan o kadim duygu... On bir ayın sultanı Ramazan, her yıl kapılarımızı çalarken, ruhumuzun derinliklerinde yeni bir uyanışın, arınmanın ve huzura kavuşmanın müjdesini verir. Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu kurtuluş olan bu mübarek ay, sadece midemize değil, kalbimize, ruhumuza ve hayatımızın her alanına dokunan bir bereket iklimi sunar. Yazımda, oruçlu günlerin faziletinden Ramazan'ın hayatımıza getirdiği huzura kadar, on bir ayın sultanını ve onun insan yaşamındaki dönüştürücü etkisini ele alacağım…

****

Her seher vaktinde niyet ederek başladığımız oruç, günün sonunda iftar sofrasında verdiğimiz şükürle tamamlanır. Ancak orucun fazileti, yalnızca aç ve susuz kalmaktan ibaret değildir. Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştu: "Kim inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." Bu sözler, orucun maddi boyutunun ötesinde, manevi bir arınma sürecini işaret eder.

Oruç, en basit tabirle sabır eğitimidir. Günlük hayatın koşuşturması içinde, nefsimizin isteklerine "dur" demeyi öğrenir, iradenin gücünü keşfederiz. Sabahın erken saatlerinden akşamın alacakaranlığına kadar devam eden bu irade eğitimi, hayatımızın diğer alanlarına da yansır. Öfkemizi kontrol etmeyi, kötü sözden kaçınmayı, gıybetten uzak durmayı öğreniriz. Zira gerçek oruç, sadece midenin değil, dilin, gözün, kulağın ve kalbin de tuttuğu oruçtur.

Oruçlu günler, empati duygusunun yeşerdiği verimli bir topraktır. Açlığın ve susuzluğun ne demek olduğunu bizzat yaşayarak, dünyanın dört bir yanında açlıkla mücadele eden insanların durumunu daha iyi anlarız. Bu anlayış, kalbimizde şükür, merhamet ve paylaşma duygularını güçlendirir. Belki de bu yüzden Ramazan, aynı zamanda bir dayanışma ve yardımlaşma ayıdır.

****

KOLAY GEÇMİYOR MU GÜNLER?

"Oruç tutmak çok zor, bir ay boyunca nasıl dayanacağım?" diye düşünenler için Ramazan, kendi içinde taşıdığı manevi iklimle adeta bir sürpriz hazırlar. İlk günlerin zorluğu, yerini zamanla alışkanlığa ve hatta özleme bırakır. Bunun sırrı, Ramazan'ın getirdiği bereket ve kolaylıktadır.

Ramazan'da zaman, farklı akar. İftar sofralarının bereketi, sahur vaktinin huzuru, teravih namazlarının manevi atmosferi, Kur'an tilavetinin ruhumuza dokunan nağmeleri... Tüm bunlar, Ramazan'ı adeta farklı bir boyuta taşır. Bu manevi atmosfer içinde, diğer zamanlarda zor gelen ibadetler kolaylaşır, sabır ve metanet güçlenir.

Ramazan'ın kolay geçişinde toplumsal boyut da önemlidir. Aynı sofrayı paylaşan aile bireyleri, iftar davetlerinde bir araya gelen dostlar, teravih namazlarında saf tutan müminler... Birlikteliğin verdiği güç ve motivasyon, orucu daha katlanılır kılar. "Tek başına yemek yemek, tek başına oruç tutmaktan daha zordur" sözü, belki de bu gerçeği ifade eder. Bu kelimelerin anlam derinliğinin dışında en dikkat çekici olan durum, oruçlu geçirdiğimiz ilk iki günün çok kolay geçmesi olmadı mı sizce de? İnsanoğlu, yeter ki niyet etsin… Allah, sabrını da metanetini de veriyor insana…

****

İLAHİ MERHAMETİN TECELLİSİ: EVVELİ RAHMET

Ramazan'ın ilk on günü, rahmet günleridir. Bu günlerde Allah'ın rahmeti, yağmur gibi üzerimize yağar. Peki, bu rahmeti nasıl hissederiz? Öncelikle kalbimizi açarak, tövbe ve istiğfar ile Allah'a yönelerek... Ramazan'ın ilk günlerinde, adeta yeni bir sayfa açar gibi, geçmişin hatalarından arınmaya, kırılan kalpleri onarıp, helalleşmeye başlarız.

Rahmet, aynı zamanda paylaşmaktır. Ramazan'da iftar sofralarını genişletmek, fakirleri, kimsesizleri, yetim ve dulları gözetmek, komşularla ve akrabalarla ilişkileri güçlendirmek, rahmete nail olmanın yollarıdır. Çünkü Ramazan, bireysel bir arınma süreci olduğu kadar, toplumsal dayanışmanın da pekiştiği bir dönemdir.

****

GÜNAHLARDAN ARINMA FIRSATI: ORTASI MAĞFİRET

Ramazan'ın ikinci on günü, mağfiret (bağışlanma) günleridir. Bu dönemde, Allah'ın af ve mağfiretine nail olmak için daha fazla çaba gösteririz. Mağfiret günlerinde, kul hakkına özel bir önem vermek gerekir. Çünkü Allah, kendi hakkından vazgeçebilir, ancak kul hakkı konusunda hak sahibinin rızası esastır. Bu nedenle Ramazan'ın ortasında, küskünlükleri gidermek, kırgınlıkları onarmak, borçları ödemek ve haksızlıkları telafi etmek için çaba gösteririz.

Mağfiret, aynı zamanda yenilenme ve değişim fırsatıdır. Ramazan'ın bu evresinde, kötü alışkanlıklarımızdan kurtulmak, karakterimizdeki olumsuz özellikleri değiştirmek için adımlar atarız. Hz. Ali'nin dediği gibi: "Nefsinizi hesaba çekmezseniz, o sizi hesaba çeker." Ramazan, iç muhasebe için en uygun zamandır.

****

CEHENNEM ATEŞİNDEN ÖZGÜRLÜK: SONU KURTULUŞ

Ramazan'ın son on günü, cehennem ateşinden kurtuluş günleridir. Bu dönemde, özellikle Kadir Gecesi'ni içeren günlerde, ibadetlerimizi daha da yoğunlaştırırız. Çünkü Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır ve bu gecede yapılan ibadetlerin sevabı kat kat fazladır.

Kurtuluş günlerinde, sadece cehennemden değil, nefsimizin esaretinden de kurtulmayı hedefleriz. Ramazan boyunca edindiğimiz güzel alışkanlıkları, disiplini ve manevi bilinci, bayramdan sonra da sürdürmeye niyet ederiz. Çünkü gerçek kurtuluş, geçici bir değişimde değil, kalıcı bir dönüşümdedir.

Ramazan'ın sonuna yaklaşırken, bir yandan ayrılık hüznü, diğer yandan bayram sevinci yaşarız. Bu karışık duygular içinde, Ramazan'ın bize öğrettiği değerleri, bayramda ve sonrasında yaşatmanın, gerçek kurtuluşun anahtarı olduğunu biliriz.

****

RAMAZAN'IN İNSAN YAŞAMINDAKİ HUZURA ETKİSİ

Ramazan, modern insanın hızlı, stresli ve tüketim odaklı yaşamında, adeta bir mola, bir duraksamadır. Bu molada, hayatımızı, ilişkilerimizi, önceliklerimizi ve değerlerimizi yeniden gözden geçiririz. Günlük rutinin dışına çıkarak, ruhumuza dönme, iç dünyamızı keşfetme fırsatı buluruz.

Ramazan'ın getirdiği disiplin ve düzen, hayatımızın diğer alanlarına da yansır. Yeme-içme alışkanlıklarımızdan uyku düzenimize, sosyal ilişkilerimizden zaman yönetimimize kadar birçok konuda daha bilinçli ve disiplinli hale geliriz. Bu düzen, fiziksel ve ruhsal sağlığımıza olumlu katkı sağlar.

Oruç, bağımlılıklarımızdan kurtulmak için de bir fırsattır. Sigara, alkol, aşırı yemek, sosyal medya, televizyon gibi bağımlılıklarımızı kontrol altına alarak, daha özgür ve huzurlu bir yaşam için adım atarız. Ramazan, adeta bir detoks dönemidir.

***

Ramazan, sosyal bağları güçlendirir. İftar sofralarında bir araya gelen aile üyeleri, teravih namazlarında buluşan komşular, sadaka ve zekatla kurulan iyilik köprüleri... Tüm bunlar, toplumsal bağlarımızı güçlendirir, yalnızlık ve yabancılaşma duygusunu azaltır. Modern dünyada giderek zayıflayan toplumsal doku, Ramazan'da yeniden canlanır.

Ramazan, şükretmeyi öğretir. Elimizdeki nimetlerin değerini anlamak, her lokmanın, her yudum suyun kıymetini bilmek, bizi daha huzurlu ve tatmin olmuş bir ruh haline kavuşturur. Çünkü huzur, daha fazlasını istemekte değil, var olanla yetinmekte gizlidir. Ramazan, aynı zamanda sabır eğitimidir. Sabrın, yalnızca katlanmak değil, aynı zamanda bir direnç ve metanet olduğunu öğreniriz. Bu sabır, hayatın zorlukları karşısında daha güçlü durmamızı sağlar. "Oruç sabrın yarısıdır" hadisi, belki de bu gerçeği ifade eder.

Ramazan, empati duygusunu geliştirir. Açlık ve susuzluğu bizzat yaşayarak, dünyadaki açların halini daha iyi anlar, daha paylaşımcı ve cömert oluruz. Empati, sadece maddi yardımla sınırlı kalmaz, duygusal paylaşıma da dönüşür. Başkalarının acılarını, sevinçlerini, umutlarını ve korkularını daha iyi anlarız. Ramazan, manevi farkındalığı artırır. Allah'a yakınlık, ibadetlerin zevki, Kur'an'ın ruhumuza dokunan ayetleri, dua ve tövbenin arındırıcı etkisi... Tüm bunlar, manevi dünyamızı zenginleştirir, hayatımıza anlam ve derinlik katar.

Son tahlilde Ramazan, bize huzurun formülünü sunar. Ramazan, her yıl bize bu hakikati hatırlatmak için gelir ve gider. Ben de bu duygularla Ramazan ayınızı kutluyor, sizleri Allah’a emanet ediyorum. Ramazan’a eriştiren Rabb’im, bayrama erişmeyi de bizlere nasip eylesin, inşallah. Vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR