Muharrem Ayı ve Aşure
Muharrem sözlükte “haram kılınan, yasaklanan; kutsal olan, saygı duyulan” anlamlarındaki muharrem ayı ‘savaşmanın haram kabul edildiği’ dört aydan biridir. (Muharrem, Receb, Zilkade ve Zilhicce)
Aşure kelimesinin ise sözlük anlamı Arapça kaynaklarda tam olarak "Aştıra" şeklinde geçen bu kelimeyi, on sayısı ile ilgili olan "aşr" ve "aşir" kelimelerinden türediği rivayet edilmektedir. Çeşitli kaynaklarda çeşitli anlamları bulunmakla birlikte katmak karıştırmak anlamlarına gelmektedir.
Hicri takvime göre yılın ilk ayı kabul edilen Muharrem ayının onuncu günü ise aşure günü olarak kabul edilir. Müslümanlar açısından değeri büyük olan bu gün hakkında birçok hadis ve ayet bulunmaktadır.
Peygamber efendimiz (SAV), muharrem ayını “Allah’ın Ayı” olarak nitelendirmiş ve ramazan ayından sonra tutulan en faziletli orucun bu ayda tutulduğunu bildirmiştir.
Aşure ayı bolluğu ve bereketi simgelemektedir. Bu sebeple içerisinde birçok bakliyat bulunmaktadır. Bu aylarda alışveriş yapan kişinin, bir yıl boyunca evinde bereket olacağı söylenir. Yüzyıllardır devam ettirilen Aşure geleneğinin rivayetlere göre hikâyesi şudur:
Hz. Nuh Tufanı ile başladığı bilinmektedir. Hz. Nuh, Hz. İdris peygamberden sonra kavmine gönderilen peygamberden biridir. Oğulları olan Sam, Ham ve Yasef kendisine iman ederken Kenan ve kavminden pek çok kimse ona inanıp iman etmez. 1000 seneden fazla Allah’ın emirlerini kavmine tebliğ etmesine karşın ne yazık ki çok zulme uğrar ve onların alaylarına maruz kalır. Sonunda kavmini Allah’a şikâyet eder. Allah, Hz. Nuh’a çok büyük bir gemi yapmasını emreder. Ve ona yardım etmesi için Cebrail (as) kendisine yardımcı gönderir. Hz. Nuh emre itaat ederek büyük bir gemi yapar ve kendisine iman eden ne kadar mümin varsa onları gemiye bindirir. Her cinsten birer çift hayvanı da yanlarına alır. Ve Allah sonunda büyük tufanı kopartır. Gökten yağan yağmurlar ve yerden fışkıran sular bütün yeryüzünü kaplar. Nur’un kaynaması ile gemi hareket eder. Sadece gemiye binen müminler kurtulur. Gemi aylarca suda kalır. Bu zaman zarfında yanlarına aldıkları yiyecekler tükenmeye başlar. Geriye kalan yiyecekleri bir kazanda toplayarak bir çorba pişirmeye başlarlar. O zamanda yapılmış çorbaya bugün Aşure diyoruz. Aşurenin hikâyesi de bir rivayete göre bu kıssaya dayanmaktadır.
AYET
Tevbe Suresi 36. Ayette şöyle buyrulmuştur: “Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah’ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup bunların dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde(Allah’ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekûn savaşıyorlarsa sizde onlara karşı topyekûn savaşın ve bilin ki Allah(kötülüklerden) sakınanlarla beraberdir.”
HADİS
Hadis-i Şerif’te ise bu konu şöyle dile getirilmiştir. “Nafile oruç tutacaksan muharrem ayında tut. Çünkü o Allahü Teâlâ’nın ayıdır. O ayda bir gün vardır ki, o günde Allahü Teâla geçmiş kavimlerden birinin tevbesini kabul etti. Yine o gün tevbe edenlerin günahlarını da affeder.” (Tirmizi)