Mısır ile ilişkiler
Tarihler 868 yılını gösterdiğinde Tolunoğlu Ahmet tarafından “Tolunoğulları” Devleti kurulmuş ve tarihte ilk defa bir Türk-İslam devleti Mısır topraklarına hakim olmuştur. Tolunoğlu Ahmet kısa zamanda Mısır halkının sempatisini kazanmış ve bölgenin Türk yurdu olarak kalmasında önemli bir katkıda bulunmuştur. Nil Deltasında yaptığı yenilikler ile bölgeyi kısa zamanda refaha ulaştırmıştır. Tolunoğlu Ahmet’in kazandığı bu sempati ile bölge halkı daha sonra gelecek Türk hükümdarlara da kucak açmıştır.
Tolunoğulları Devleti’nin Abbasiler tarafından yıkılmasıyla bölge kısa bir süreliğine istikrarını kaybetmiş ancak Mısır halkının Türk hükümdar isteği fazla uzun sürmemiştir. Ferganalı bir Türk olan Muhammet bin Toğaç, Mısır’da “Ihşıdıler” Devleti’ni kurarak kısa bir dönem hüküm sürmüştür. Ancak bölgede artan Fatimi hareketlenmeleri devletin ömrünün kısa olmasına sebep olmuştur. Mısır topraklarına Fatimilerin hakim olmasıyla beraberde Türk-İslam Devletleri büyük sıkıntılar yaşamıştır.
Ihşıdıler’den sonra bayrağı Eyyübi ordusunda yer alan, Kafkas göçmenlerinin kurduğu “Memlüklüler” Devleti devralmıştır. 1250 yılından sonra 300 yıl boyunca bölgenin hakimi olan Memlüklüler, o dönem içerisinde Anadolu’yu talan eden Moğolları ilk kez mağlup eden Türk-İslam Devleti olma özelliğini kazanacak kadar güçlenmiştir.
Yavuz Sultan Selim’in meşhur Mısır seferiyle birlikte Mısır toprakları Memlüklüler’den Osmanlı Devleti’ne geçmiştir. Osmanlı Devleti bölgeyi valilerle Birinci Dünya Savaşı’na kadar resmi olarak yönetmiştir.
Yukarda Mısır ile olan derin ve uzun tarihimizi kısa bir şekilde özet geçtim. Gördüğümüz üzere 868 yılından, Birinci Dünya Savaşı’na kadar olan uzun bir süreçte kısa aralıklar dışında Mısır toprakları Türk yurdu olmuştur. Bölge ve halkı ile ilişkilerimiz çok kuvvetlidir. Yüzlerce yıl hükmümüz altında yaşayan bir halk ile bağlantılarımızı hiçbir zaman koparmamalı, bizlere duydukları saygıyı kaybetmemeliyiz.
Yaklaşık on sene önce Mursi’nin darbeyle hükümetten indirilmesiyle gelişen süreçte arkasında kimlerin olduğu belli olan Sisi hükümeti ile ilişkilerimiz hiç iyi olmamıştır. Ancak Sisi’ye olan nefretimizi binlerce yıl hüküm sürdüğümüz topraklar için bir kenara bırakmalıyız. Politikamız Mısır ile birlikte ortak paydada buluşmak olmalıdır. Nitekim bizim yokluğumuzda Mısır, İsrail ve Yunanistan ile antlaşmalar imzalamaktadır. Doğu Akdeniz’de bu kadar gerginlik mevcutken Mısır’ı yok saymak tamamen aleyhimizedir. Nitekim Doğu Akdeniz ile ilgili Yunanistan ile antlaşma imzalayan Mısır, bizim açıkladığımız Mavi Vatanımıza saygı göstermiş, her hangi bir hak iddia etmemiştir.
Geçtiğimiz Kasım ayında Katar’da cumhurbaşkanımız ile Sisi’nin görüşmesi ilişkilerimizi güçlendirmiş ortak paydada buluşma niyetimizi açık etmiştir. Yaşadığımız deprem felaketi ile birlikte de geçtiğimiz günlerde Mısır dışişleri bakanı Semih Şükri ülkemizi ziyaret etmiş ve acımıza ortak olmuştur. Bundan sonraki süreçte tarihsel bağlarımızın bu kadar güçlü olduğu Mısır ile daha fazla ortak paydada buluşmamız gerektiğini düşünüyorum.