Depreme dayanıksız yakalanmak
Yaşadığımız deprem sadece ülkemizi değil, Dünya’yı da etkisi altına almış durumda. Sadece maddi anlamda değil, manevi anlamda da çökmüş bireyler olarak hayatımıza devam ediyoruz. Elbette bunca vatandaşımızın hayatını kaybettiği, binlerce insanımızın yaralandığı ve yaşamını zorlu şartlarda sürdürdüğü şu günlerde, maddiyatın çok da bir önemi yok.
Aslında bu depremler, Dünya hayatının ne kadar boş olduğunu özetliyor. Bize ise sadece önlem almak ve hayatımıza çeki düzen vermemiz gerektiği kalıyor. Ama ne zaman, nerede ve nasıl…
Depreme hepimiz ülke olarak dayanıksız yakalandık. Geçmiş yıllarda sismik izolatör sisteminin ne olduğunu bile bilmezken, şimdi sismik izolatör konulu videoların ve içeriklerin yakın takipçisi olduk. Hatta sismik izolatör ile ilgili çalışmalar yapan mimar ve mühendisleri de alkışlar olduk. Bu doğru bir davranış oldu. Elbette yiğidin ekmeğini eksik etmemeliydik.
Hatta öyle bir durum yaşıyoruz ki; ülke olarak pek çok farklı ilden apartmanların ve binaların deprem dayanıklılık testleri ile ilgili durumlarını da yakından takip ediyoruz. Oysa mimari projelerden tutunda, sıvalarda kullanılan alçı ve betonların sağlamlığı ile ilgili hiçbir konuda hem fikir olamadık. Bunları yazdığıma bakmayın, bu durumun içerisinde bende varım ve aslına baktığımızda hepimiz varız.
Satın aldığımız evlerin iç tasarımına vurulup, kandırıldık ve hayatımızı emanet edeceğimiz yapılara ödemekte zorlanacağımız maddiyatlar yığdık. Kileri var mı, sığınağı var mı, otoparkı ve yeşil alanı var mı sorularının ardı arkasında, yaşadığımız muhitlerin sağlamlığı ve beton yapısı ile ilgili hiçbir konuda bilgi sahibi olmadık, olamadık.
Şimdi ise binalarımızın depreme dayanıklı olup, olmadığı ile ilgili çalışmalar yaptırmak için, paravan şirketlere binlerce liralar ödemek zorunda kalıyoruz. İş en başında sağlamlık üzerine kurulmuş olsaydı, kimsenin canı yanmazdı. Elbette bu durumun arkasına “ecel” diyerek sığınmamak gerekiyor.
İçerisinde bulunduğumuz durum, kolay atlatabileceğimiz bir durum değil elbette. Yaşamımız boyunca, gözümüzü kapattığımız her an bizi takip edecek. Belki bir gün bizi de bulacak ve hayatımız son bulacak veya çaresiz şekilde yaşamaya devam edeceğiz.
Ben buradan tekrardan; depremde hayatını kaybeden güzel insanlarımıza rahmet diliyorum. Yaralanmış ve yaşamına çeşitli zorluklar ile devam eden güzel insanlarımıza da baş sağlığı diliyorum.
Böylesi depremlerin tekrarının yaşanmamasını, yaşanması muhtemel senaryoları tekrar yaşamamak için de tedbirlerin alınmasını umuyorum. Tekrardan milletimizin başı sağ olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.